VectorStory/iStock
İspanyol teknoloji girişimi Neurologyca tarafından geliştirilen “Kopernica” adlı sistem göz hareketleri, ses, yüz ifadeleri ve diğer biyometrik verileri analiz ederek kalabalık ortamlarda insanların mutluluk, stres veya kafa karışıklığı gibi duygusal ve bilişsel durumlarını tespit edebiliyor. Sistem, basit yüz tanıma teknolojilerinin ötesine geçerek doğal dil işleme, bilgisayarla görme gibi gelişmiş algoritmalarıyla yüz ifadelerinden mikro mimiklere, göz hareketlerinden duruş biçimlerine kadar çeşitli biyometrik verileri değerlendirerek kullanıcıların ruhsal sağlığını takip ediyor. Bu sayede tüketici deneyimini analiz eden pazarlama ekipleri, müşterilerin ürünlere karşı duygusal tepkilerini ölçebilirken etkinlik organizatörleri, katılımcıların deneyimleriyle ilgili geri bildirimleri toplayabiliyor. Sağlık sektöründe, toplu ortamlarda stres seviyelerinin ölçülmesi veya kaygı bozukluğu belirtilerinin erken tespiti mümkün olabiliyor. Eğitim alanında ise öğrencilerin derse olan ilgisini ve anlama düzeylerini gerçek zamanlı olarak ölçerek öğretmenlerin öğretim yöntemlerini ders sırasında anlık olarak değiştirmesine imkân veriyor.
Öte yandan bu tür duygu analizi teknolojilerinin yaygınlaşması, özel hayatın gizliliği ve veri güvenliği açısından önemli etik sorunlar da doğurabilir. Sadece fiziksel olarak nerede bulunduğunuzun değil, bulunduğunuz ortamda nasıl hissettiğinizin de kayıt altına alınması, veri mahremiyeti konusunda endişelere neden oluyor. Sistemin topladığı verilerin nasıl korunacağı, kimlerle paylaşılacağı ve hangi amaçlarla kullanılacağı gibi konuların, bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla beraber daha kapsamlı ele alınması gerekiyor.
Kaynaklar: