Sıkça gözlerimizi kırpmamızın en temel işlevi, gözümüzün nemli ortamının devamlılığını sağlamaktır. 

Beyin kaşıntı ve acı mesajlarını taşıyan sinir hücresi gruplarından gelen sinyalleri ayırmakta zorlanabiliyor. Bunun karşılığında beyin acıyı dindirmek için serotonin salgılanmasını sağlıyor. Bu da geniş bir bölgeyi kapsayan rahatlama hissiyle sonuçlanıyor.

Farklı tanımlamaların birçoğunda ağır metal sınıfına dâhil edilebilecek bu maddeler; insan vücudu için vazgeçilmez, etkisiz ve tehlikeli ekseninde geniş bir yelpazede bulunabiliyor.

Kutup bölgelerinde yaşayan balıklar sahip oldukları özel proteinler sayesinde yaşama tutunur. Örneğin, Güney Okyanusu’nun sığ sularında yaşayan bazı balık türleri, antifriz proteinleri (AFP) adı verilen özel moleküller yardımıyla donmamayı başarır.

Gözlerimizi kurudukları zaman ovaladığımızda, bazı sinirleri uyararak gözyaşı üretimini tetikleriz. Bu sayede meibomian bezler gözyaşının buharlaşmasını geciktiren yağlı bir tabaka oluşturulmasına katkıda bulunur.

Sıcaklığa bağlı koku değişimleri, havadaki koku moleküllerinin içeriği ve koku alma duyumuzun işleyişiyle açıklanabilir. Soğuk aylardaki koku farklılığının bir diğer nedeniyse burnumuza ulaşan molekül miktarındaki değişimdir.

Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, sigara tüketimi ve şeker hastalığı gibi faktörlerin kalp krizi riskini artırdığı bilinse de krizlerin zamanlam

Güneş'ten yayılan yüklü parçacıklar atmosferin üst katmanlarda atom ve moleküllere enerjilerini aktarırken fazladan enerji kazanan atom ve moleküller, bu enerjiyi ışık formunda yayar. Kuzey kutbunda oluşan kutup ışıkları kuzey ışıkları, güney kutbunda oluşan kutup ışıkları güney ışıkları olarak isimlendirilir.