Skip to content Skip to navigation

CTRL+ALT+DEL

CTRL+ALT+DEL

Buradasınız

Bilgisayar başında otururken duruşunuzu ve kullandığınız cihazları ergonomik şekilde ayarlamamanın uzun vadede sağlık üzerinde bel, omuz, sırt, dirsek, bilek ağrısı gibi pek çok olumsuz etkiye neden olabileceği gayet iyi bilinen bir gerçek. Benzer bir durum enstrüman çalarken de geçerli. Piyano karşısında doğru oturmamak, gitarı uzun süre yanlış tutmak gibi alışkanlıklar ileride benzer sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Söylediklerinizi anlayarak ufak tefek işleri sizin için halledebilen Apple Siri ve Amazon Alexa gibi sanal asistanlar, hayatın içinde yaygın olarak yer almaya başladı. Bunlar genellikle kendi isimleriyle çağrıldığında harekete geçiyorlar. Mesela “Alexa, ışıkları söndür” dediğinizde Alexa bu komutun kendisi için olduğunu anlıyor ve gerekeni yapıyor. Ama bunun istenmeyen sonuçlara neden olma riski de var.

Farklı cihazlar arasında herhangi bir uygulamaya gerek olmadan kolayca dosya paylaşma ihtiyacı duyuyor, üstelik paylaştığınız dosyanın da gönderdiğiniz kişiden başkasına gitmediğinden emin olmak istiyorsanız https://takeafile.com/ adresinde sunulan hizmet tam aradığınız şey olabilir. 

Bir dönem balıkların dolaştığı sanal akvaryumlar en yaygın ekran koruyuculardan biriydi. Araştırmacılar şimdi benzer bir yaklaşımı bilimsel araştırmalar için kullanmaya hazırlanıyor. Bu amaçla New York Üniversitesi (NYU), Tandon Mühendislik Yüksek Okulu araştırmacısı Maurizio Porfiri’nin liderliğindeki bir araştırma ekibi, insan genlerine olan yakınlığı nedeniyle biyomedikal araştırmalarda en çok tercih edilen türlerden olan zebra balığının yüzerken gösterdiği davranışları gerçekçi bir şekilde ekrana aktarabilen bir simülasyona imza atmış.

Üzerindeki algılayıcılar sayesinde attığınız adımdan kalp ritminize kadar günlük aktivitelerinizi takip etmek için üretilen egzersiz bantları, meğer hasta olmak üzere olduğunuzu da anlayabiliyormuş. Stanford Üniversitesi araştırmacılarından Michael Snyder, iki yıl boyunca bu cihazlardan altı tanesini aynı anda takarak ve benzer cihazları düzenli olarak kullanan 60 kişinin verilerini takip ederek, aktivite ölçerlerin sirkadyen ritme dair ipuçları sunabildiğini keşfetmiş (vücuttaki biyolojik olayların 24 saatlik zaman dilimi içinde gösterdiği değişime sirkadyen ritim deniyor).

Üzerinde çalıştığı herhangi bir konuyla ilgili olarak dünyada ne olup bittiğini derli toplu bir şekilde görmek isteyenler için, dünyanın bilgi birikimini bir araya toplayan Omnity adlı bir arama motoru yapmışlar. Omnity’nin geleneksel arama motorlarından farkı, araştırma raporlarından patent başvurularına kadar doğruluğu ve güvenilirliği yüksek kaynaklardan aldığı bilgiyi sunması.

Hepimiz ışığın boşluktaki hızının saniyede yaklaşık 300 bin kilometreye karşılık geldiği bir evrende yaşıyoruz. Görme dediğimiz şey ışığın etrafımızdaki nesnelerden yansıyarak gözümüze ulaşmasının bir sonucu olduğu için, ışık hızı aynı zamanda çevremizi nasıl gördüğümüzü de belirliyor. Peki ışığın hızı normalden çok daha düşük olsaydı, acaba Dünya nasıl değişirdi?

Dünyanın hemen hemen her bölgesinde yayın yapan pek çok radyo, yayınlarını internet üzerine de taşıyor. Ama her birini farklı farklı yerlerden arayıp bularak keşfetmeniz gerekiyor. Radio Garden adlı web sitesi, harika bir arayüz eşliğinde bu işi çok kolay hale getirmiş. 

Sayfalar

Köşede Ara

Siz de Soru Gönderin