DNA origami tekniğiyle altıgen peptit yapılardan oluşan ve tümör hücrelerini hedef alan akıllı nanorobotlar geliştiren bilim insanları kanser hücrelerini yok etmeyi hedefliyor.
2023’ün temmuz ayındaki küresel sıcaklıkların mevsim normalleriyle (1951-1980 ortalaması) karşılaştırıldığı bir grafik. Kırmızı renk normalin üstünü, mavi renk normalin altını temsil ediyor.
Yeni bir araştırmaya göre dünyanın bazı bölgelerindeki sıcak hava dalgaları, iklim modelleriyle öngörülenden daha şiddetli seyrediyor. Avusturya’daki Uluslararası Uygulamalı Sistemler Enstitüsünden Kai Kornhuber ve ekibinin yaptığı araştırmada elde edilen bulgular, Birleşik Krallık, Kuzey Fransa, Güney Avustralya ve Kuzey Kanada gibi bölgelerde beklenenden daha şiddetli sıcak hava dalgaları yaşanabileceğine işaret ediyor.
İnsanlar ve çevre üzerinde ciddi etkileri olan sıcak hava dalgalarında küresel ısınma etkisiyle nasıl değişimler meydana geleceğinin tahmin edilmesi son derece önemlidir. Ancak ortalama sıcaklıktaki artışa göre yapılan maksimum sıcaklık değerlerini açıklamakta yetersiz kalıyor. Belirli bir bölgede yaşanan günlük maksimum sıcaklıklar, her bir sıcaklık derecesinin yaşanma sıklığı şeklinde grafiğe döküldüğünde, elde edilen dağılımın çan eğrisi şeklinde yani normal dağılım olması beklenir. Böyle bir dağılımda sıcaklıkların çoğu, ortalama sıcaklığa yakın değerlere sahipken daha az sayıdaki uç değerler (örneğin çok yüksek ya da çok düşük sıcaklık değerleri) ortalamadan daha uzakta yer alır. Ortalama sıcaklık zaman içinde artarsa, çan eğrisinin tamamı grafiğin x ekseni boyunca sağa kayar. Ancak küresel ısınma, aşırı yüksek sıcaklıkların, sadece ortalama sıcaklıklardaki artışa dayanılarak tahmin edilenden çok daha sık ve şiddetli gerçekleşmesine neden olabiliyor. Bu da çan eğrisinin basıklaşıp genişlemesi anlamına geliyor.
Kornhuber, hem insan toplulukları hem de ekosistemler üzerinde en büyük etkinin aşırı sıcak hava olaylarının daha da şiddetlenmesinden kaynaklandığını çünkü bu olaylara hazırlıksız yakalanıldığınısöylüyor. Sıra dışı sıcaklıkların sadece daha şiddetli sıcak hava dalgalarının görüldüğü yaz mevsimleriyle sınırlı kalmayıp başka mevsimlerde de gerçekleşerek baharların erken gelmesi ve karların erken erimesi gibi sonuçlar doğurabildiğini de ekliyor. Kornhuber ve ekibi, günlük maksimum sıcaklıkların sıklığındaki değişimi gösteren grafikte çan eğrisi biçimindeki dağılımların 1958-2022 aralığında tüm dünyada nasıl genişlediğini inceledi. Daha sonra bu dönemi en güncel iklim modelleriyle canlandırıp, kayıtlı verilerdeki yani gerçekte görülmüş olan eğilimleri canlandırmaların ortaya koyduğu eğilimlerle karşılaştırdı. Modeller, ortalamaya yakın sıcaklıklarda başarılı bir performans sergiliyordu. Ancak belirli bölgelerde görülen aşırı sıcaklıkların modellere dayalı canlandırmalara göre çok daha fazla artış eğilimi gösterdiği yani daha sık ve daha şiddetli gerçekleştiği belirlendi. Kornhuber, bu sonuçların çok da şaşırtıcı olmadığını çünkü aşırı sıcak hava olaylarında görülen şiddetlenmenin genellikle modellerin hesaplamakta zorlanacağı ölçüde karmaşık olan geri besleme mekanizmalarından kaynaklandığı söylüyor. Kornhuber yaptıkları araştırmadan çıkarılacak sonucu ise şöyle özetliyor: “En uç sıcaklık anormalliklerinden sorumlu kimi süreçler, modellerde bir ölçüde ihmal ediliyor olabilir.”
Kaynaklar: