Vücudumuzda kaşınan bir bölgeyi kaşıdıkça daha fazla kaşınmasının nedeni bilim insanlarının "kaşıntı-kaşıma döngüsü" adını verdikleri bu durumla ilişkili.
f9photos/iStock
Dünya Meteoroloji Organizasyonu (WMO), 2024 yılının kayıtlara geçen en sıcak yıl olduğunu duyurdu. WMO’nun kullandığı altı uluslararası veri setinin sonuçlarında da 2024’ün ortalama sıcaklığının Sanayi Devrimi öncesi dönem ortalamasından 1,55 °C yüksek olduğu açıklandı. Böylece 2024, küresel ortalama sıcaklıktaki artışın 1,5 °C sınırını aştığı ilk takvim yılı oldu.
2016 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması ile Dünya’nın ortalama sıcaklığının Sanayi Devrimi öncesindeki ortalamanın 2 °C üzerine çıkmasının engellenmesi ve küresel ısınmanın mümkünse 1,5 °C ile sınırlandırılması amaçlanıyor. Dünya Meteoroloji Organizasyonu sıcaklık değerlendirmelerini Avrupa Orta Vadeli Hava Tahmin Merkezi (ECMWF), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Japonya Meteoroloji İdaresi, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), İngiltere Ulusal Meteoroloji Merkezi (Met Office) ve Doğu Anglia Üniversitesi İklim Araştırmaları Birimi (HadCRUT) olmak üzere altı farklı veri kaynağına dayalı olarak yapıyor.
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahmin Merkezi (ECMWF) verilerine göre ise 2024’te küresel ortalama yüzey sıcaklığı 15,10 °C oldu. Bu değer, Sanayi Devrimi öncesi dönem olarak tanımlanan 1850-1900 yılları arasındaki ortalamanın ise 1,60 °C üzerinde. Ayrıca 2024’ün 12 ayından 11’inde 1,5 °C sınırı aşıldı. 2023 yılında küresel ortalama sıcaklık, Sanayi Devrimi öncesi dönem ortalamasının 1,48 °C üzerinde gerçekleşmişti. 2024 yılı 1,5 °C sınırının aşıldığı ilk takvim yılı olsa da küresel ısınmanın aylık ya da yıllık ölçekte 1,5 °C sınırını aşması, Paris İklim Anlaşması’yla ortaya konan hedefin başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü küresel sıcaklıklarda doğal süreçler sonucu (örneğin El Niño ve La Niña olayları, volkanik patlamalar, okyanus akıntıları) geçici dalgalanmalar ortaya çıkabiliyor. Küresel ısınmadaki uzun vadede görülen artış eğiliminin temel nedeni ise insan kaynaklı etkinlikler sonucu atmosfere salınan sera gazı miktarının yükselmesi. Dolayısıyla bu veriler sera gazı salımlarının azaltılmasına yönelik çabaların hız kesmeden devam etmesi gerektiğini gösteriyor.
Kaynaklar: