Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadına, yeniden programlanmış kök hücre nakli yapıldı ve üç aydan kısa bir süre sonra vücut kendi insülinini üretmeye başladı.
Nick Veasey/Gettyimages
Hava yolu ile seyahat edenler havaalanına olabildiğince erken ulaşsalar dahi iki aşamalı güvenlik taramasında geçen süre nedeniyle uçuşa yetişebilmek için stresli dakikalar yaşayabiliyor. Kemer, cüzdan, dış giyim eşyaları ve belirli bir hacmin üzerindeki sıvıların güvenlik taraması süresini uzatmasına ek olarak fotoğraf makinesi, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi aygıtların çantadan çıkarılarak ayrıca taranmaları ve çalıştırılmaları da yolcuların uçağa biniş öncesi süreçlerini zorlaştırabiliyor.
Dizüstü bilgisayarların ayrıca taranması, ABD’de 11 Eylül 2001’de yaşanan saldırılar sonrası tüm dünyada sıkılaştırılan havaalanı güvenlik prosedürleri kapsamında, yolcuların yanlarında taşıyabileceği eşyalar konusunda getirilen katı sınırlamaların bir sonucu. Bu aygıtların batarya ve bazı mekanik bileşenleri yüksek yoğunlukta materyaller içerdiği için, taramayı yapan X ışını cihazlarının gönderdiği yüksek enerjili ışınların dahi içlerinden geçmesi güçleşir. Bu nedenle, taranan eşyaların diğer tarafında bulunan algılayıcılara yeterince ışın ulaşamaz ve eşya içeriği ayrıntılı biçimde görüntülenemez.
Dizüstü bilgisayar çanta içindeyken, taranmış görüntüde tehlikeli olabilecek bazı eşyaları gizleyebileceği için yeterince veri sunmayabilir. Bu nedenle güvenlik görevlilerinin bir risk olup olmadığını belirlemek adına çantayı fiziksel arama için işaretlemeleri gerekebilir. Bu da tarama sürecini fazladan yavaşlatabileceği için tüm aygıtların tarama öncesi çantadan çıkarılması sürecin daha hızlı ve sağlıklı biçimde ilerlemesi için gereklidir. Bilgisayar ayrıca tarandığında, X ışını cihazı ekranında tüm bileşenler daha ayrıntılı biçimde görüntülenebilir.
Bazı havaalanlarında kullanılan çoklu görüntü özelliğine sahip tarama cihazları sayesinde farklı açılardan görüntü alınıyor ve gizlenmeye ya da tarama ekranında başka bir eşyaymış gibi gösterilmeye çalışılan nesneler kolayca saptanabiliyor. Yeni geliştirilen, üç boyutlu tarama yapabilen cihazlar ise yolcuların dizüstü bilgisayarlarını çantalarından çıkarmak zorunda kalmadan güvenlik taramasından geçirmelerine olanak sunuyor.
Her alanda karşımıza çıkan yapay zekâ teknolojileri de yakın gelecekte havaalanı güvenliğine yön verecek gibi görünüyor. Hâlihazırda bazı havaalanlarında görebildiğimiz üç boyutlu görüntü alabilen bilgisayarlı tomografi tarayıcıların önümüzdeki yıllarda yapay zekâ ile destekleneceği ve yolcuların çantalarını taşırken bir vücut tarayıcısından geçmelerine olanak sağlayabileceği tahmin ediliyor.
Kaynaklar: