Soğuk bir ortamdaki çocuklarını kalın kıyafetler giyme konusunda ikna etmeye çalışmak, ebeveynler için oldukça zaman alıcı bir uğraş.
Chainarong Prasertthai/iStock
Nörodejeneratif bir hastalık olan Parkinson, dünya çapında 50 yaşın üzerindeki milyonlarca insanı etkiliyor. Nöronların ölmesi ve beyindeki dopamin seviyesinin azalması, titreme, sarsılma ve hareket edememe gibi semptomları beraberinde getiriyor. Tedavide ilk basamak L-dopa ilacı. Bu ilaç dopaminin işlevini yerine getirerek etkisini gösteriyor. Ancak bu etki, iki ila üç saat sürüyor. İlacın uzun süreli kullanımı, hastanın yüzünde, kollarında, bacaklarında ve gövdesinde diskinezi adı verilen bir duruma yani istemsiz ve düzensiz kas hareketlerine yol açıyor.
Irvine, California Üniversitesinden bir araştırma ekibi, beyindeki oftalmik asit adlı bir molekülün beklenmedik bir şekilde motor fonksiyonu düzenlemede dopamine benzer bir nörotransmitter gibi davrandığını ve Parkinson ve hareketle ilgili başka hastalıklar için yeni bir tedavi olabileceği ihtimalini ortaya koyan ilk ekip oldu. Brain dergisinin ekim sayısında yayımlanan çalışmada araştırmacılar, oftalmik asidin beyindeki kalsiyum algılayıcı reseptörlere bağlanarak onları aktive ettiğini ve Parkinson’lu fare modellerindeki hareket bozukluklarını 20 saatten fazla süreyle iyileştirdiğini gözlemledi.
Araştırma ekibinden Eczacılık ve Farmasötik Bilimler Fakültesinden Prof. Amal Alachkar, bulgularının, dopaminin motor fonksiyon kontrolünde tek nörotransmitter olduğu yönündeki 60 yılı aşkın görüşe meydan okuyarak sinir biliminde muhtemelen bir yenilik sunduğunu söylüyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre oftalmik asit, sadece hareketi sağlamakla kalmayıp aynı zamanda titreme ve sarsılma belirtilerinin olmaması gibi olumlu etkileri sürdürmede L-dopa'yı da geride bırakıyor. Daha önce bilinmeyen bir sistem olan oftalmik asit-kalsiyum algılayıcı reseptör mekanizmasının tanımlanması, özellikle Parkinson hastaları için hareket bozukluğu araştırmaları ve yeni tedaviler için umut verici görünüyor.
Kaynaklar: