İnsanlar için ortalama vücut sıcaklığı 37 °C'dir. Ancak yaz aylarında hava sıcaklığı bu dereceye yaklaştığında ya da ulaştığında çoğumuz rahat edemeyiz ve serinlemenin çeşitli yollarına başvururuz.
fotoVoyager/iStock
Bilimsel çalışmalar, karalardaki su miktarının içinde bulunduğumuz yüzyılda büyük miktarda azaldığını gösteriyor. Üstelik azalan sadece kalıcı buzullar değil. Yeraltı suları, göller ve nehirler giderek kuraklaşıyor. Küresel ısınmanın güncel gidişatı göz önüne alındığında karalardaki su miktarının yakın gelecekte yeniden artmaya başlaması da beklenmiyor.
Deprem, sel gibi doğal afetlerin aksine kuraklık yavaş yavaş gelişir. İlk olarak yağışlarda bir azalma başlar. Zamanla toprak nemi, yeraltı suları, göller ve ırmaklardaki sular gibi “karasal su kaynakları” azalır. Yüksek hava sıcaklıkları da buharlaşmayı ve bitkilerin su kaybını artırarak kuraklığa katkıda bulunur.
Karasal su kaynaklarının giderek azalmakta olduğunu gösteren veriler var. Örneğin kuraklıkların görülme sıklığı 1850- 1990 ortalamasının 1,7 katına çıktı. Karalardaki su kaynakları azaldıkça okyanuslardaki su miktarı artıyor. Dolayısıyla küresel deniz seviyelerinde gözlemlenen yükselmeler, karalardaki kuraklaşmanın önemli göstergelerinden. Asıl önemli olan, karasal su kaynaklarındaki azalmanın ne kadarının kısa vadeli mevsimsel değişimlerden kaynaklanan geçici bir azalma olduğu ne kadarınınsa süregiden küresel ısınmadan kaynaklanan daha kalıcı değişimler olduğunu tespit edebilmek.
Uluslararası bir araştırma grubu çeşitli yöntemler kullanarak 2000-2020 döneminde karasal su kaynaklarındaki (toprak nemi, yeraltı suları, akarsular ve göller) değişimleri inceledi. Değerlendirmeler için kullanılan veri setleri toprak nemi, yerkürenin kütle çekim alanı, küresel deniz seviyelerindeki yükselmeler ve Dünya’nın kutuplarının hareketleri ile ilgili ölçümlerin sonuçlarını içeriyor. Bu veri tabanlarında farklı zaman aralıklarına ait bilgiler bulunuyor. Hesaplamalar, tüm veri tabanlarının örtüştüğü 2005-2015 döneminde, karasal su kaynaklarının 1,3 trilyon ton azaldığını ve bunun sonucunda küresel ortalama deniz seviyesinin 3,5 mm yükseldiğini gösteriyor.
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.