Skip to content Skip to navigation

Buradasınız

Dijital Obez miyim?

Doç. Dr. Bahar Kayıhan

PeopleImages/iStock

Dijital obezite, çok fazla dijital veriye maruz kalmak, phubbing ise insanlarla iletişim kurmak yerine mobil cihazlara yönelmek olarak tanımlanıyor. Her ikisi de sağlığımızı tehdit ediyor ve yaşam memnuniyetimizi azaltıyor.

Dijital Obezite” kavramı, ilk kez 2004 yılında Toshiba şirketi tarafından hazırlanan bir raporda, tüketicilerin ve kuruluşların dijital veri depolama eğilimindeki artışa dikkat çekmek amacıyla kullanıldı. Bu eğilim hem veri depolama alanı ihtiyacını hem de dijital verilerle geçirilen süreyi arttırıyor. Özellikle son yıllarda sunucu, depolama alanı, veri tabanı, ağ ve yazılım gibi bilgi işlem kaynaklarının çevrim içi ortamda sunulmasına karşılık gelen bulut bilişim teknolojilerinin sağladığı esneklik, erişilebilirlik ve verimlilik faydalı olsa da bunlar, veri güvenliği ile mahremiyet ihlalleri ve dijital bağımlılık gibi önemli riskleri de beraberinde getiriyor. Ayrıca bu veri yığınları, kullanıcıların bir daha bakmadığı dijital çöplüklere dönüşüyor.

Son yirmi yılda “dijital obezite” yalnızca veri depolamayı değil, bireylerin dijital içeriklere kolay erişmesini ve bu içerikleri aşırı tüketerek bağımlılık geliştirmesini de kapsayan bir kavrama dönüştü. Dünya genelinde yapılan birçok araştırma, dijital obez sayısının endişe verici boyutlara ulaştığını ve bunun fiziksel, sosyal, psikolojik ve bilişsel gelişim üzerinde olumsuz etkiler yarattığını gösteriyor. Dijital obezite sağlık sorunlarına, örneğin kas- iskelet sistemi ağrılarına, göz hastalıklarına ve uyku bozukluklarına yol açabiliyor. Araştırmalar, dijital obezitenin ortaöğretim, lisans ve lisansüstü eğitimine devam eden bireyler arasında daha yaygın olduğunu ve bu bireylerde yaşam memnuniyetinin daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.

Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.

Yazar:

Doç. Dr. Bahar Kayıhan
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi