Saç tellerinin ve dolayısıyla saçların tamamının nasıl bir şekle bürüneceği saçın yapısında bulunan keratin proteinlerinin birbirine nasıl tutunduğuna bağlıdır.
Axiom İstasyonu’nun tasarlanan temsili görseli
Uluslararası Uzay İstasyonu’nun 2030 yılında görevinin sonlandırılması planlanırken Dünya’nın yörüngesinde insan varlığının ve bilimsel araştırmaların devam etmesi için ticari şirketlerle iş birliği içeren yeni nesil yaklaşımlar hayata geçiriliyor.
Neden Dünya’nın Yörüngesinde Dolanan Bir Uzay Laboratuvarına İhtiyacımız Var?
Kalbimiz kanı beynimize ulaştırırken kaslarımız, vücut ağırlığını taşırken Dünya’nın kütle çekimine yani yer çekimine karşı koymaya çalışır. Günlük hayatta birçok etkisine aşina olduğumuz kütle çekimi fiziksel süreçleri de etkiler. Örneğin yeryüzünde sıcaklık farkının neden olduğu yoğunluk değişiminden kaynaklanan akışkan hareketi yani konveksiyon, ağırlıksız ortam koşullarında gerçekleşmez. Aynı zamanda Dünya üzerinde heterojen karışımlarda yoğunluğu fazla olan bileşen dibe çökerken düşük olan yukarıda kalır, ağırlıksız ortamda ise bileşenler birbiri içinde dağılmış şekilde kalır. Dolayısıyla kütle çekiminin etkisinin çok zayıf olduğu ağırlıksız ortam koşullarında deneyler yapmak, bilim insanlarının fiziksel süreçleri kütle çekiminin bozucu etkileri olmadan incelemesine olanak tanır.
Uluslararası Uzay istasyonu (ISS) gibi Dünya’nın yörüngesinde görev yapan uzay araçlarında ağırlıksız ortamda uzun süreler boyunca deneyler gerçekleştirilebiliyor. Ancak işletilmesinden, bakımından ve modernize edilmesinden NASA, Roscosmos, JAXA, ESA ve Kanada Uzay Ajansı’nın sorumlu olduğu ISS’nin 2030 yılının sonunda emekliye ayrılacağı açıklandı. Peki, görevine başladığından bu yana Dünya’nın yörüngesinde kesintisiz bir şekilde insan varlığının devam etmesine imkân veren ve ağırlıksız ortam koşullarında yürütülen bilimsel ve teknolojik araştırmalarda büyük katkısı olan ISS’nin yeri nasıl dolacak?
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.