Tyler Keillor, Paul Sereno/University of Chicago Fossil Lab
Günümüzden yaklaşık 66 milyon yıl önce yaşadığı ve öldüğünde yaklaşık iki yaşında olduğu tahmin edilen genç ördek gagalı dinozor Edmontosaurus annectens'in mumyası
Günümüzden yaklaşık 100 yıl önce, fosil koleksiyoncusu Charles Sternberg, ABD’nin Wyoming eyaletindeki Lance Formasyonu'nun kum taşı kayaçlarında ördek gagalı bir Edmontosaurus annectens dinozorunun iskeletini keşfetti. Lance Formasyonu, Geç Kretase Devri’nde yani yaklaşık 100,5-66 milyon yıl öncesine tarihlenen jeolojik döneme ait organik maddece zengin kum taşı, çamur taşı ve kireç taşından oluşan tortul kayaçların bulunduğu bölgedir. Stenberg’in keşfettiği bu iskelet kalıntıları fosilleşmiş deriyle kaplıydı. Bu keşif fosil bilimi açısından oldukça önemliydi çünkü bu, bulunan ilk dinozor mumyasıydı. Keşfedilen dinozor mumyası üzerinde gözlemlenen desenli yapıların fosilleşmiş deri kalıntıları olduğu düşünüldü. Chicago Üniversitesinden paleontolog (fosil bilimci) Paul Sereno ve arkadaşlarının 23 Ekim 2025’te Science dergisinde yayımladığı yeni bir araştırmanın sonuçları ise tamamen farklı bir bulguya işaret ediyordu.
Paul Sereno ve diğer fosil bilimciler, Sternberg'in Wyoming'deki dinozor keşif bölgesi yakınlarında başka dinozor mumyaları da buldu. Bunlar arasında bir Triceratops horridus ve bir Tyrannosaurus rex mumyasının yanı sıra yeni çalışmada ilk kez tanımlanan Edmontosaurus annectens türüne ait iki mumya fosili de yer alıyordu. Tüm bu fosiller, Sereno'nun "dinozor mumya bölgesi" olarak adlandırdığı 10 kilometrelik çapa sahip bir alanda keşfedildi.
Yeni keşfedilen bu ördek gagalı dinozor mumyaları üzerinde yapılan çalışmaların sonuçları, deriye benzer desenlerin aslında ölen dinozorların gövdeleri çürürken mikroorganizmaların üzerinde oluşturduğu kil kalıpları olduğunu gösterdi. Uzmanlar, vücutlarının üç boyutlu ana hatları tamamen korunmuş durumda olan hayvan fosillerinin üzerinde gerçekleşen bu tür kil kalıplama sürecinin lagün ve derin deniz hendeklerindeki oksijence fakir çamurlarda olağan bir durum olduğunu belirtiyor. Lance Formasyonu bölgesindeki oksijence zengin nehir yataklarında kuma gömülü hâlde bulunan dinozor fosillerinde de deri yüzeyinin kille kalıplanma sürecinin gerçekleşebileceğini uzun yıllardır kimsenin tahmin edemediğini özellikle vurguluyorlar. Araştırmacılar, mumyalar üzerindeki deri benzeri desenlerin gerçekten de mikroorganizmalar tarafından oluşturulan kil kalıplama bulgusu olduğundan emin olmak için röntgen, bilgisayarlı tomografi taraması ile mikroskobik ve kimyasal analizler içeren bir dizi yöntem kullandı.

Tyler Keillor, Paul Sereno/University of Chicago Fossil Lab
Edmontosaurus annectens'in sırtındaki pullu bir sorguç
Kil kalıplama süreci ile "mumyalandığında", hayvanın tüm dış yumuşak dokularının 1 milimetreden daha ince kil tabakasıyla kaplandığını belirten Sereno, kurak koşullarda ölen bu canlıların gövdelerinin muhtemelen önce kuruduğunu ardından ani bir selin neden olduğu tortu tarafından örtüldüğünü öne sürüyor. Peki bu kil kalıpları fosiller üzerinde nasıl oluşuyor? Islak ve gözenekli yüzeye tutunan bakteri kolonisi, çevredeki kil minerallerini kendine çekerek ince ama sağlam bir biyofilm tabakası oluşturuyor. Ölü dinozor gövdelerindeki yumuşak dokular gömüldükten haftalar sonra çürüyor, yer altı suları tarafından yıkanan kalıntılar üzerindeki kil maskesi ise canlının vücut formunu milyonlarca yıl boyunca koruyor.
Fosil bilimciler, ilerleyen günlerde bu kil maskesi ile kalıplama sürecinin dünyanın dört bir yanındaki birçok alanda keşfedilen diğer dinozor mumyaları ve deri örneklerinde de gerçekleşip gerçekleşmediğini araştıracaklarını belirtiyor.
Kaynaklar: