Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadına, yeniden programlanmış kök hücre nakli yapıldı ve üç aydan kısa bir süre sonra vücut kendi insülinini üretmeye başladı.
Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadına, yeniden programlanmış kök hücre nakli yapıldı ve üç aydan kısa bir süre sonra vücut kendi insülinini üretmeye başladı.
Koku hakkında tahminde bulunmak gerçekten hayli zor olsa da yapısal biyoloji, veri analitiği ve yapay zekâ alanlarındaki gelişmeler sayesinde koku alma kodunu çözmek ve kokuyu dijitalleştirmek mümkün olabilir.
Irvine, California Üniversitesinden bir araştırma ekibi, beyindeki oftalmik asit adlı bir molekülün Parkinson ve hareketle ilgili başka hastalıklar için yeni bir tedavi olabileceği ihtimalini ortaya koydu.
COP16 Biyoçeşitlilik Konferansı sırasında yapılan resmî açıklamaya göre insanlık, gezegenimizin biyoçeşitlilik kaybını durdurulması amacıyla ortaya konan tüm karaların ve iç suların %30’u ile okyanusların %30’u için resmi koruma statüsü oluşturulması hedefinin hayli gerisinde kalmış durumda.
Okumanın ve yazmanın henüz söz konusu olmadığı, insanların resim yoluyla iletişim kurdukları zamanlardan kalma sanat eserlerinin bazılarında Güneş çiziminin ve Ay’ın evrelerinin tasvirlerinin yer alması, insanın 10.000 yıldan daha uzun bir süre önce gökyüzünde gördüklerine ilgi duyduğunu ve resmettiğini gösteriyor.
Kuantum ışınlama, bir parçacığın kuantum durumunun, fiziksel olarak taşınmadan, uzaktaki başka bir parçacığa aktarılması sürecidir.
Irvine, California Üniversitesinden bir araştırma ekibi, beyindeki oftalmik asit adlı bir molekülün Parkinson ve hareketle ilgili başka hastalıklar için yeni bir tedavi olabileceği ihtimalini ortaya koydu.
Yeryüzündeki yaşamın sürekliliği açısından hayli önemli olan ağaçların faydaları saymakla bitmez. İklim üzerindeki düzenleyici etkilerinden dünyamız için oksijen kaynağı olmalarına, erozyonu ve sel baskınlarını önlemelerinden zararlı güneş ışınlarından canlıları korumalarına kadar insanlar için hayati birçok faydaları bulunuyor.
ABD’deki Lousville Üniversitesi tarafından yürütülen Green Heart Lousville Projesi, ağaçların insanlar üzerindeki etkilerinin tüm bunların ötesinde olduğuna işaret eden sonuçlar içeriyor. Türünün ilk örneği olan proje, daha yoğun ağaçların olduğu çevrede yaşamanın, kalp sağlığı üzerindeki etkilerini inceliyor.
Çalışmanın başlangıcında projenin uygulanacağı bölgede yaşayan 745 kişiden kan, idrar, saç ve tırnak örnekleri alınarak sağlık verileri kaydedildi. Ayrıca araştırmacılar, bu bölgede ağaç yoğunluğu miktarını tespit etti ve hava kirliliği ölçümleri yaptı. Ardından projeye dahil olan yüklenici firmalarla birlikte belirlenen bazı mahallelere 8.000’den fazla büyük ağaç ve çalı dikildi. Bir süre sonra yeni dikilen ağaç ve çalılarla birlikte ağaç yoğunluğunun arttırıldığı bölgede yaşayan insanlarla daha az ağacın olduğu bölgede yaşayan insanların sağlık verileri yeniden toplandı ve karşılaştırıldı. Sonuçlar daha fazla sayıda ağacın bulunduğu bölgede yaşayan insanların CRP (C-reaktif protein) miktarlarının %13 ila 20 oranında daha düşük olduğunu gösteriyordu.
Karaciğer tarafından üretilen bir protein olan CRP, vücutta iltihap ya da enfeksiyon olduğunda yükselir. Sağlıklı kişilerde CRP değerinin düşük olması beklenir. Yüksek olması ise kalp krizi ve diğer kardiyovasküler hastalıkların yanı sıra kanser gibi sağlık sorunlarıyla ilgilidir. Ağaç yoğunluğunun artmasıyla düşen CRP miktarının, kalp krizi ve kanser gibi hastalıklardan ölüm riskinde %10 ila 15 oranında azalma meydana getireceği ifade ediliyor.
Yaşanılan çevrede bulunan ağaç sayısının sağlık üzerinde düzenli egzersiz yapmak ya da yapmamak arasındaki fark kadar etkili olduğunu belirten araştırmacılar, özellikle kentsel bölgelerde ağaçlandırmanın önemine dikkat çekiyor.
Kaynak:
TÜBİTAK Remzi Oğuz Arık Mahallesi Tunus Cad. No: 80 06540 Kavaklıdere Çankaya/ANKARA
E-Posta: bteknik@tubitak.gov.tr
yayinlar.tubitak.gov.tr
E-Posta: abone@tubitak.gov.tr
