Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadına, yeniden programlanmış kök hücre nakli yapıldı ve üç aydan kısa bir süre sonra vücut kendi insülinini üretmeye başladı.
Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadına, yeniden programlanmış kök hücre nakli yapıldı ve üç aydan kısa bir süre sonra vücut kendi insülinini üretmeye başladı.
Koku hakkında tahminde bulunmak gerçekten hayli zor olsa da yapısal biyoloji, veri analitiği ve yapay zekâ alanlarındaki gelişmeler sayesinde koku alma kodunu çözmek ve kokuyu dijitalleştirmek mümkün olabilir.
Irvine, California Üniversitesinden bir araştırma ekibi, beyindeki oftalmik asit adlı bir molekülün Parkinson ve hareketle ilgili başka hastalıklar için yeni bir tedavi olabileceği ihtimalini ortaya koydu.
Mikrobiyom kavramı, insan vücudundaki bağırsak, deri veya burun boşlukları gibi organlarla ilişkilendirilir. Yakın zamana kadar beyin mikrobiyomunun varlığı çok uzak bir ihtimal olarak görülüyordu.
Okumanın ve yazmanın henüz söz konusu olmadığı, insanların resim yoluyla iletişim kurdukları zamanlardan kalma sanat eserlerinin bazılarında Güneş çiziminin ve Ay’ın evrelerinin tasvirlerinin yer alması, insanın 10.000 yıldan daha uzun bir süre önce gökyüzünde gördüklerine ilgi duyduğunu ve resmettiğini gösteriyor.
İki gök bilimcinin yaptığı çalışmalar, Güneş siteminde dolanan çeşitli gök taşlarının gezegenler arası yolculuk yapmak için kullanılabileceğini gösteriyor.
Irvine, California Üniversitesinden bir araştırma ekibi, beyindeki oftalmik asit adlı bir molekülün Parkinson ve hareketle ilgili başka hastalıklar için yeni bir tedavi olabileceği ihtimalini ortaya koydu.
ookawaphoto/iStock
Farkındalık, kişinin dikkatini şimdiki ana vererek içsel durumunun ve çevresinin farkında olması hâlidir. İnsanların düşüncelerini, duygularını ve anlık deneyimlerini, yargılamadan ve tepki vermeden önce gözlemleme becerisi
geliştirmelerini sağlayan farkındalık, kişinin kendisine ve çevresine zarar verebilecek otomatik tepkilerden de kaçınmalarına yardımcı olabilir.
Sonuçları British Journal of Health Psychology dergisinde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, günde sadece 10 dakikalık farkındalık seanslarının depresyon belirtilerini ve kaygıyı azalttığını, kişilerin yaşam tarzlarını iyileştirmek için daha motive hissetmelerini sağladığını ortaya koydu.
91 ülkeden 1247 yetişkinin katıldığı araştırmada yetişkinlerin rastgele bir kısmının bir ay boyunca günde 10 dakika süren farkındalık seanslarına katılmaları sağlanırken bir kısmı ise aynı sürede sesli kitap dinledi.
Farkındalık seansları mobil bir farkındalık uygulaması aracılığıyla gerçekleştirildi ve kişiler, seans esnasında gevşeme egzersizleri ve nefese odaklanma gibi çalışmalar yaptı. Katılımcıların bir ay süren farkındalık eğitimine başlamadan önce ve eğitim bittikten sonra tamamladıkları anket sonuçları arasındaki fark, şaşırtıcıydı. Sonuçlar, farkındalık eğitimine katılan kişilerde kaygının %12,6, depresyon belirtilerinin %19,2 oranında azaldığını, yaşam kalitesinin ise %6,9 oranında arttığını gösteriyordu. Ayrıca anket sonuçlarında, farkındalık eğitimine katılanların sesli kitap dinleyenlere kıyasla çok daha sağlıklı bir ruh hâline sahip olduğu görüldü.
Katılımcılar, eğitim sonrasında verdikleri geri bildirimlerde farkındalık uygulamasının çok sayıda faydasını da dile getirdi. Daha sabırlı hâle geldiklerini, şimdiki zamandan daha fazla keyif almaya başladıklarını ve zihinlerini daha rahat kontrol edebildiklerini ifade ettiler.
Yapılan çalışma, zihinsel sağlığı iyileştirmede, depresyon ve kaygıyla mücadelede ve sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli içsel motivasyonu sağlamada kısa da olsa günlük farkındalık çalışmalarının ne kadar gerekli olduğunu gösteren ilk çalışmalardan biri olması nedeniyle hayli önemli. Çalışmanın sonuçları, kişilerin farkındalığı hayatlarının bir parçası hâline getirerek yaşam kalitelerini iyileştirmek için gerekli motivasyonu sağlayabilir.
Kaynak:
TÜBİTAK Remzi Oğuz Arık Mahallesi Tunus Cad. No: 80 06540 Kavaklıdere Çankaya/ANKARA
E-Posta: bteknik@tubitak.gov.tr
yayinlar.tubitak.gov.tr
E-Posta: abone@tubitak.gov.tr
