Soğuk bir ortamdaki çocuklarını kalın kıyafetler giyme konusunda ikna etmeye çalışmak, ebeveynler için oldukça zaman alıcı bir uğraş.
Ağız şapırdatılması, poşet buruşturulması ya da çekirdek çitlenmesi sırasında çıkan seslerden belirgin biçimde rahatsız olma hali mizofoni olarak adlandırılır.
Mizofoni bozukluğu olan kişilerin bu tür sesleri duyduklarında hissettiği duygu basit bir rahatsızlığın ötesindedir. Öyle ki bu sesleri duyduklarında gerilir, şiddetli bir stres yaşarlar, kısacası “tepeleri atar.” O anda tek istedikleri sesin bulunduğu yerden kaçmak ya da sesi durdurmaktır
New Castle Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının geçtiğimiz yıl Current Biology’de yayımladığı bir çalışmada ciddi derecede mizofonik olan 20 kişi ve böyle bir rahatsızlığı olmayan 22 kişi olmak üzere toplam 42 kişiyle bir çalışma gerçekleştirilmiş. Çalışmada katılımcılara doğa sesleri (örneğin yağmur), herkese rahat-
sızlık verebilecek kimi sesler (örneğin bebek ağlaması) ve mizofonik kişilerin rahatsızlığını tetikleyen sesler (örneğin sakız çiğneme, nefes alma vb.) dinletilmiş. Her iki grubun da tetikleyici sesler dışındaki seslere benzer tepkiler verdikleri gözlenmiş. Ancak tetikleyici sesleri duyduklarında mizofonik olan katılımcıların beyinlerindeki anterior insular kortekste etkinliğin daha yüksek olduğu görülmüş. Bu bölge nelere karşı dikkatli olmamız gerektiğinin belirlenmesinde merkezi bir rol oynuyor ve duyularımızla duygularımız arasındaki bağlantıyı kuruyor. Mizofonik kişilerde anterior insular korteksin duygusal tepkilerin ayarlandığı diğer bölümlerle olan bağlantılarında normalin üzerinde artış gözlenmiş.
Mizofoninin henüz bir tedavisi yok. Mizofoni rahatsızlığı olan kişiler bu durumla genellikle kulak tıkama ya da ortamdan uzaklaşma gibi yöntemlerle baş etmeye çalışıyor.
Kaynaklar: