Michigan Üniversitesinden Matthew Willsey ve ekibi, omurilik yaralanması nedeniyle dört uzvunda da felç olan bir kişinin betnine yerleştirilen beyin-bilgisayar arayüzü sayesinde sanal bir drone'u yalnızca düşünerek kontrol etmesini sağladı.
Sangre de Cristo Dağları
ABD’nin Colorado eyaletinde bulunan Sangre de Cristo Dağları’ndaki buzul erimesinin fay aktiviteleri üzerindeki olası etkilerini buzul izleri üzerinden inceleyen araştırmacılara göre Son Buzul Maksimumu dönemini takip eden buzul erimesiyle fay üzerindeki sıkışma stresi yani basıncı azaldı. Son Buzul Maksimumu, yaklaşık 21.000 yıl önce yaşanan, Dünya’nın Son Buzul Çağı sırasında buzulların en geniş alana yayıldığı dönemdir.
Araştırmanın bulgularına göre Son Buzul Maksimumu sonrasındaki buzul erimesi, fay sıkışma stresini 20–55 kilopaskal (kPa) azalttı. 50 kPa, su altında 5 metre derinliğe dalmış bir cisme uygulanan basınca eşittir. Bu basıncın görece hızlı bir şekilde üzerinizden kalktığını hayal edin, işte bu olaya dekompresyon yani basınç ferahlaması denir. Basınç ferahlaması altındaki malzemenin (yer kabuğunun) buna tepkisi ise izostatik geri tepme şeklinde olur. İzostatik geri tepme hareketiyle yer kabuğu yukarı doğru hareket eder. Bu yukarı hareket, denge durumu oluşana kadar devam eder ve bu süreç ise binlerce yıl sürebilir. Araştırmaya göre işte bu buzul erimesinin ardından fay kayma oranları Pleistosen Dönemi’ne (2,5 milyon yıl öncesi ile MÖ 11.700 arasındaki jeolojik zaman) kıyasla beş kat arttı. Aynı zamanda fay atımlarının, diğer ifadeyle depremin neden olduğu levha hareketinin çoğu Holosen Dönemi (11.700 yıl öncesinden günümüze) boyunca gerçekleşmiş.
Bulgular, iklim değişikliklerinin fay hareketlerini tetikleyebileceği hipotezini destekliyor
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.
Yazar: