Yeni bir araştırma, pandeminin başlarında COVID-19’a yakalanan kişilerin, enfeksiyondan sonraki üç yıla kadar kardiyovasküler problem yaşama olasılığının iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
Velvetfish/iStock
Özellikle fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına geçiş sürecinde kritik öneme sahip bazı elementlere olan ihtiyaç, her geçen gün artıyor. Güncel araştırmalar, deniz yosunlarının bu değerli mineralleri yapılarında biriktirebildiğini gösteriyor. Peki, bu elementlerin deniz yosunları kullanılarak çevre dostu bir şekilde üretilmesi mümkün olabilir mi?
Günümüzde lityum, bakır, nikel, kobalt, nadir toprak metalleri, platin grubu metalleri gibi elementler, birçok teknolojik uygulama için kritik öneme sahip. Örneğin elektrikli araçların, taşınabilir elektronik cihazların en önemli bileşenlerinden biri olan bataryaların üretimi için lityum, nikel, kobalt ve manganez elementlerine ihtiyaç duyuluyor. Elektrik enerjisinin taşınmasında çok miktarda bakır ve alüminyum kullanılıyor. Nadir toprak metalleri ise rüzgâr türbinlerinde ve elektrik motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar için gerekli.
Kritik öneme sahip bu elementlere olan ihtiyaç ise her geçen gün artıyor. Temiz enerji sistemlerinin yaygınlaşması, bu talebin artmasının ana nedenlerinden biri. Örneğin 2023 yılında güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin kurulumunda %70 oranında artış oldu. Ayrıca küresel ölçekteki lityum ihtiyacı %30 yükseldi. Ancak bu elementler, talebi karşılayacak düzeyde üretilemiyor. Ayrıca nadir toprak metallerinin üretimi, az sayıda ülke tarafından gerçekleştiriliyor. Örneğin nadir toprak metalleri açısından zengin yeraltı kaynakları, büyük oranda Çin’de bulunuyor ve bu elementlerin üretimi de %77 oranında Çin tarafından gerçekleştiriyor. Bu durum, ekonomik olarak değerli elementlerin arz güvenliğinde yani bu elementlerin kesintisiz bir şekilde ulaşılabilir olmasında sorunlara neden oluyor. Dolayısıyla kritik öneme sahip elementlerin sürdürülebilir ve çevreci yollarla elde edilmesi, son derece önemli. Bu amaçla kullanılan yöntemlerden biri de biyomadencilik uygulamaları.
Enerjinin üretimi, depolanması ve kullanımına yönelik yüksek etki potansiyeline sahip yenilikçi projeleri finanse eden bir kuruluş olan ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Enerji İleri Araştırma Projeleri Ajansı (ARPA-E), yakın zamanda deniz yosunlarının biyomadencilik uygulamalarında kullanımına (bu yöntem, “deniz yosunu madenciliği” olarak isimlendiriliyor) yönelik 3 farklı projeyi destekleme kararı aldı.
Peki deniz yosunları, endüstriyel olarak kritik öneme sahip elementlerin elde edilmesinde bir kaynak olarak kullanılabilir mi? Bu soruyu yanıtlamak için ilk olarak deniz yosunlarının, çeşitli maddeleri yapısında nasıl biriktirdiğini açıklayalım.
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.