Viyana Tıp Üniversitesinde Hematoloji Uzmanı Philipp Staber tarafından yürütülen çalışmada çeşitli kanser ilaçlarının etkinliği, hastalardan alınan kanser hücrelerinden vücut dışında oluşturulan hücre kültürleri üzerinde deneniyor.
Plastik atığın (kırmızı) üzerinde çoğalan P. album
Denizlerdeki plastik kirliliği günümüzün en önemli çevre sorunlarının başında geliyor. Genellikle petrol türevi polimerler olan geleneksel plastikler son derece dayanıklı ve parçalanmaya dirençli olacak şekilde üretiliyor. Şu an küresel olarak her yıl 400 milyar kilogramdan fazla plastik üretiliyor ve bu miktarın 2060 yılına kadar en az üç katına çıkması bekleniyor. Plastik atıkları kutuplardan tropik bölgelere kadar yüzey sularında yüzüyor. Çoğunun yolculuğu denizde son buluyor
ve en sonunda deniz tabanına ulaşıyor.
Bununla birlikte, bazı mikroorganizmaların plastiği karbon ve enerji kaynağı olarak kullandığı biliniyor. Örneğin, Parengyodontium album isimli deniz mantarı, diğer deniz mikroorganizmalarıyla birlikte Kuzey PasifikOkyanusu'nda yüzen plastik atıkların üzerinde ince tabakalar halinde yaşıyor. Hollanda Kraliyet Deniz Araştırmaları Enstitüsünden (NIOZ) deniz mikrobiyologları, farklı araştırma enstitülerinden meslektaşlarıyla yaptıkları araştırma sonucunda beyaz, iplik benzeri P. album’un okyanusta en çok bulunan plastik polietileni (PE) önce güneş ışığı gibi UV radyasyonuna maruz kalması koşuluyla parçalayabildiğini keşfetti. UV radyasyonu polietileni, mantar enzimlerinin saldırısına karşı daha duyarlı hale getiren kimyasal değişikliklere neden oluyor. Araştırma ekibinin lideri Annika Vaksmaa, araştırmalarını bilimsel açıdan olağanüstü kılan şeyin, bozunma sürecini ölçebilmeleri olduğunu söylüyor. Vaksmaa ve ekibi laboratuvarda PE'nin P. album tarafından parçalanmasının günde yaklaşık %0,05 oranında gerçekleştiğini gözlemledi. P. album'un kullandığı PE'nin çoğu, mantarın tekrar dışarı attığı karbondioksite dönüştürülüyor. CO2 bir sera gazı olmasına rağmen, bu sürecin yeni bir sorun yaratabilecek bir şey olmadığını belirten Vaksmaa, mantarlar tarafından salınan CO2 miktarının, insanların nefes verirken saldıkları düşük miktarla aynı olduğunu söylüyor.
Vaksmaa, P. album’un büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanıyor ancak onu doğada kullanma konusunda temkinli. Çünkü bir mikroorganizmayı doğal bir ekosisteme sokmak yerine plastiği önce toplayıp, çoğaltılan P. album ile bir araya getirmeyi öneriyor. Vaksmaa, UV ışınlarına maruz kalma ihtiyacı nedeniyle P. album'un deniz dibindeki plastiklerin parçalanması için etkili olmayacağını ancak deniz mantarlarının çeşitliliği göz önüne alındığında, ekibinin bunu yapabilen bazı derin deniz türleri bulmasının çok muhtemel olduğunu söylüyor. Bu nedenle şu ana kadar tespit edilen dört mantar türüne ek olarak başka türlerin de plastik bozunmasına katkıda bulunabileceği umuluyor. Ancak plastik bozunmasının daha derinlerde nasıl gerçekleştiği hakkında hâlâ pek çok soru var.
Kaynak: