Skip to content Skip to navigation

Bağırsak Mikrobiyomu Vücudumuzun Kanserle Savaşmasına Yardımcı Olabilir!

Dr. Özlem Ak

Rasi Bhadramani/iStock

Bağırsakta yaşayan mikroorganizmaların yani bağırsak mikrobiyomunun sindirimde büyük bir rol oynadığını uzun zamandır biliyoruz. Mevcut araştırmalar, bu mikroorganizmaların sağlığımızla ne kadar derinden bağlantılı olduğunu ortaya koymaya devam ediyor. New York'taki Weill Cornell Tıp Merkezindeki araştırmacıların Cell dergisinde yayımlanan yeni çalışmalarında, bağırsak mikrobiyomunun safra asitlerini vücudun kanserle savaşmasına yardımcı olan bağışıklık sistemini güçlendirici kimyasal bileşiklere dönüştürdüğü öne sürülüyor.

Karaciğerde üretilen, safra kesesinde depolanan ve yemekten sonra ince bağırsağa salınan safra asitlerinin görevleri arasında çoğunlukla yağları parçalamak ve A, D, E ve K gibi yağda çözünen vitaminlerin emilmesine yardımcı olmak yer alır. Ancak yapılan yeni araştırmayla zararlı bakterileri parçalama ve mikroorganizmalara olan etkileri sayesinde bağırsak mikrobiyomunun şekillenmesinde de rol oynadıkları tespit edildi.

İki taraflı olan bu ilişkide safra asitleri bağırsaklara ulaştığında mikroorganizmalar, onları sağlık üzerinde bir dizi farklı etkileri olan yeni metabolitlere (vücutta gerçekleşen metabolik süreçler sonucu oluşan ara ve son ürünler) dönüştürüyor. Bilim insanları bu dönüşüm hakkında bilgi sahibi olsalar da kesin moleküler mekanizması ve etkileri şimdiye kadar bir gizem olarak kalmıştı.

Araştırma ekibi, bağırsak mikroorganizmalarının safra asitlerinin kimyasal yapısını değiştirmesi sonucu ortaya çıkan belirli molekülleri tanımlayarak işe başladı. Birçoğu yapısal olarak testosteron ve östrojen gibi hormonlara benzeyen 50'den fazla yeni ikincil safra asidi türü (karaciğerin ürettiği safra asidinin bağırsaktaki bakteriler tarafından kimyasal olarak dönüştürülmesi sonucu oluşan türler) buldular.

Bu yeni moleküllerin hormon reseptörleriyle de etkileşime girip girmediğini merak eden araştırmacılar, yeni keşfedilen metabolitlerden birinin, kanser ve bağışıklık hücreleri de dâhil

olmak üzere çeşitli hücre tiplerinde bulunan ve protein yapısına sahip olan androjen reseptörünü bloke edebildiğini gördü. Bu reseptörün bloke edilmesinin, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlar ve tümörlere karşı ön saflardaki savaşçıları olan T hücrelerinin etkinliğini artırdığı, geçmişte yapılan başka çalışmalarda gösterilmişti. Böylece ekip, bu safra asidi metabolitlerinin tümör büyümesini gerçekten yavaşlatıp yavaşlatamayacağını test etmeye karar verdi. İkincil safra asitlerinden birini kullanarak mesane kanseri olan fareleri tedavi ettiklerinde, bu modifiye safra asidinin T hücresi aktivitesini artırdığı ve bunun da tümörlerin büyümesini baskıladığı görüldü.

Bu bulgular, hastanın mikrobiyomunu yararlı bakterilerle yeniden şekillendirerek veya bağışıklık tepkisini artıran safra asidi metabolitlerini doğrudan hastaya vererek kanser tedavilerinin etkinliğini artırmak için yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, bu tür bir tedavinin gerçeğe dönüşmeden önce daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Bu nedenle bağırsak bakterileri tarafından türetilen modifiye safra asitlerinin vücudu bir bütün olarak nasıl etkilediğini daha iyi anlamayı ve bağırsak bakterilerinin biyolojimiz üzerindeki moleküler düzeydeki etkilerini detaylı şekilde keşfetmeyi umuyorlar.

Kaynaklar: