mihtiander/iStock
Gözlerinizi kapatıp hayal edin. Birazdan Ege Denizi’nin muhteşem su altı yaşamını gözlemlemek üzere dalış yapacaksınız. Dalgıç kıyafetlerinizi giydiniz, güvenlik ekipmanlarınızı aldınız. Ancak su altı dalışı için en kritik bileşen olan oksijen tüpünüz yok. Onun yerine dalıştan hemen önce tükettiğiniz özel bir sıvı tüm oksijen ihtiyacınızı karşılıyor. Harika bir dalış deneyimi olmaz mıydı? Hayaliniz, bilim kurgu filmlerinden bir senaryo gibi görünse de bilimsel ilerlemeler sayesinde böyle yeniliklerin bir gün gerçeğe dönüşme ihtimali hiç de uzak değil!
Oksijeni akciğerlerin aracılığı olmadan doğrudan kana ulaştırmayı amaçlayan bilim insanları, gerçekleştirdikleri yenilikçi araştırmalarında insan hayatında oldukça önemli bir sorunun çözümüne yönelik umut vadeden sonuçlar elde etti.
Oksijen ihtiyacını karşılamak yalnızca su altında değil, hayati risk taşıyan birçok sağlık sorunu için de kritik öneme sahiptir. Örneğin kandaki oksijen seviyesinin düşmesi yani hipoksemi; zatürre, KOAH, astım gibi akciğer hastalıklarında, solunum yollarında oluşan tıkanıklıklarda ya da kalp rahatsızlıkları gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Hipoksemide, solunan havadaki oksijen akciğerlerde kana yeterli düzeyde geçemez ve bu da dokulara gerekli oksijenin ulaşamamasına neden olur. Bu durum, metabolizmayı çok yönlü etkileyen ciddi sorunlara yol açar. Kandaki oksijen seviyesi kritik sınırın altına düşen hastalara tıbbi müdahale yapılırken hızla oksijen tedavisine başlanması hayati derecede önemlidir. Bu amaçla hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Örneğin bazı hastalara maske ile oksijen desteği sağlanırken, bazı hastaların solunum cihazına yani mekanik ventilatöre bağlanması gerekir. Daha ciddi durumlarda ise ECMO (Ekstrakorporeal Membran Oksijenasyonu) gibi yapay solunum dolaşım destek sistemlerinin kullanıldığı daha gelişmiş tedavi yöntemleri tercih edilir. Ancak bazen hipoksemi öylesine şiddetli bir hâle gelir ki, mevcut tedavi yöntemleri yetersiz kalabilir. Bu nedenle, daha etkili ve yenilikçi tedavilere ihtiyaç vardır.
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.