Tarihçe > 1870'ler > 1920'ler > 1945'ler > 1965'ler
 

Öte yandan Orta Çağ'ın, 'adi metalleri' altına çevirme arayışlarından oluşan 'simya'sı, kabuk değiştirip kimyaya dönüşmekte, fakat fiziğe oranla geç gelişmektedir. Henüz bileşiklerin yapısı bir yana, elementin ne olduğu dahi tartışma konusudur. Modern kimyanın kurucusu sayılan Antoine-Laurent Lavoisier, başta gazlar olmak üzere, doğal maddelerin bileşimlerini incelemiş, elementin ne olduğu sorusuna da, "kimyasal süreçlerle başka bir maddeye dönüştürülemeyen" tanımını getirmiştir. Bu tanımdan hareketle, doğal elementler saf olarak elde edilip, listelenmekte, fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmektedir. Newton kütlenin önemli olduğuna işaret ettiğinden, en başta gelen ve yoğun olarak araştırılan özellik, atom ve moleküllerin ağırlıklarıdır. Bu arada Lavosier 1793 yılında, 'Terörün Hükümranlığı' sırasında tevkif edilen matematikçi Lagrange'ı kurtardıktan sonra, bir başka ünlü matematikçi olan Jean Baptiste Joseph Fourier tarafından giyotine gönderilir.

1802 yılında Thomas Young (1773-1829), yaptığı bir deneyle, ışık konusundaki tartışmaların seyrini değiştirir. Tek renkli bir ışık demetini, üzerinde birbirine yakın iki yarık bulunan bir plakaya doğru yönlendirmiş ve yarıklardan geçerek bölünen ışık demetinin, plakanın arka tarafındaki bir ekran üzerinde girişim örüntüsüne yol açtığını göstermiştir. Işığın dalga kuramını geliştirir. Parçacık yanlıları kaybetmiştir. Geçici olarak...