Ertesi
yıl, leptonların sergilediği düzene bakan bazı araştırmacılar, kuarklar arasında
da benzer bir düzenin var olması gerektiği düşüncesinden hareketle, dördüncü bir
kuarkın varlığını önerir. Çünkü, yukarı ve aşağı kuarklar, elektronla nötrinosuna,
yani iki leptona karşı gelmekte ve bu dördü, I. Nesil olarak nitelendirilen grubu
oluşturmaktadır. Muonla nötrinosu ise II. Nesil'e ait olup, simetrinin kurulabilmesi
için, bu nesilde de iki kuarkın bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla yeni kuarkın
varlığı, garip kuarka II. Nesil'de eşlik etmesi için önerilmiştir. Bu öneri pek
az fizikçi tarafından ciddiye alınır. Bunlardan Sheldon Glashow ve James Bjorken,
dördüncü kuarka 'tılsım' ('charm') adını verir. Peter Higgs, Francois Englert
ve R. Brout aynı yıl, parçacıklara kütle kazandırmaya yönelik 'Higgs yöntemi'ni
önermiştir. 1965 yılında ise, O.W. Greenberg, M.Y. Han ve Yoichiro Nambu, kuarklar
için 'renk yükü' kavramını ortaya atar. Gözlemlenen hadronların hepsi, nötür renk
yüküne sahiptir. Kuarklar gözlenemediğinden, model yavaş kabul görmektedir.
1967 yılında, Steven Weinberg ve Abdus Salam, bağımsız olarak, elektromanyetik
ve zayıf etkileşimleri elektrozayıf etkileşimde birleştiren bir kuram önerir.
Bu kuram, o zamana kadar gözlenmemiş olan bir zayıf etkileşim türüne aracılık
eden yüksüz bir bozonun (Z0) varlığına gereksinim duymaktadır. Ayrıca
parçacıklara kütle kazandırmak amacıyla 'Higgs yöntemi'ni kullanmış olup, 'Higgs
Bozonu' denilen ağır bir parçacığın varlığını öngörmektedir. Keşfedilmiş olan
parçacıklardan hareketle ve Glashow'un da katkılarıyla; temel parçacıkları ve
kuvvetleri açıklayan Standart Model oluşturulmuştur. Modelin matematiği, üç kuarkı
yeterli görmüyor ve dördüncü bir kuarkın varlığını gerektiriyordu. Henüz böyle
bir kuarkı içeren hiçbir parçacık gözlenmemiş olmakla beraber, varlığına yönelik
işaretler güç kazanmıştı. Gabriele Veneziano ertesi yıl, 'güçlü etkileşimlerin
düal reazonans modeli' hakkındaki çalışmasıyla, çağdaş sicim kuramını başlatır.