1970
yılında, Sheldon Glashow, John Iliopoulos ve Luciano Maiani, dördüncü
tip kuarkın Standart Model açısından taşıdığı kritik önemin farkına
varır. Çünkü bu dördüncü kuarkın varlığı, kuramın; Z0 aracılığıyla
gerçekleşen zayıf etkileşimlerden tad değişikliğine yol açmayanları
içerip, açanları da içermemesi için şarttır. Aynı yıl, Yoichiro Nambu,
Leonard Susskind ve Holger Nielsen bağımsız olarak, Veneziano'nun ortaya
attığı 'ikili rezonans modeli'nin, relativistik salınımlı sicimlerin
kuantum mekaniğine dayandığının farkına varmış ve sicim kuramı araştırmaları
başlamıştır.
1971-72 yıllarında, Gerardus 't Hooft ve Martinus J.G.Veltman, Standart
Model'in hesaplama tekniklerini geliştirdi. Modelin, daha önceleri ancak
çok yaklaşık olarak hesaplanabilen öngörüleri, çok daha büyük bir duyarlılıkla
hesaplanabilir hale gelmişti. 1973 yılında Donald Perkins, Standart
Model'in öngörülerinden birinden esinlenerek, eski CERN verilerinden
bazılarını incelemiş ve Z0'ın aracılık ettiği, yük değişimi
içermeyen zayıf etkileşimin izlerine rastlamıştı. Harald Fritzsch ve
Murray Gell-Mann'ın önerileri doğrultusunda aynı yıl, güçlü etkileşimin
'kuantum alan kuramı' formüllendirilir. Artık Standart Model'in bir
parçası haline gelmiş olan bu kurama, yapı olarak 'kuantum elektrodinamiği'ne
(QED) benzediğinden ve fakat güçlü etkileşim renk yükleriyle ilgilendiğinden,
'kuantum kromodinamiği' (QCD) adı verilir. Kuarkların, renk yükü taşıyan
gerçek parçacıklar olduğu belirlenmiştir. Gluonlar ise, güçlü etkileşim
alanının kütlesiz kuantumlarıdır. 1974 yılında Howard Georgi ve Sheldon
Glashow, kütleçekimi dışındaki tüm etkileşimlerin 'Büyük Birleşik Kuramı'
('Grand Unified Theory, GUT') için SU(5) grubunu önerir. Kuram, protonun
bozunabileceğini öngörmektedir. John Iliopoulos aynı yıl içerisinde
bir konferansa sunduğu özet konuşmayla, fiziğin artık Standart Model
adını almış olan görüşünü ilk kez, kapsamlı ve tek bir rapor halinde
sunar.