Tarihçe > 1870'ler > 1920'ler > 1945'ler > 1965'ler
 

Öte yandan, fotoelektrik olayının açıklığa kavuşmasıyla anlaşılmış olduğu üzere, yine fotonlar için E=hv olduğuna göre, p=hv/c, yani p=h/λ olmalıydı. DeBroglie 1924 yılında, maddenin de dalga davranışı sergilediğini ve p=h/λ ilişkisinin elektron için de geçerli olduğunu öne sürdü. Varsayımı kısa zamanda deneylerle doğrulandı. İnce bir yarığa doğru yönlendirilen elektron demetleri, tıpkı ışığın yaptığı gibi, yarıktan geçerken bükülmüş ve sonuç olarak girişim örüntüsü üretmişti.

Mikro ölçekteki madde, dalga gibi davranıyordu. Ancak, örneğin elektronun bu davranışını betimleyecek herhangi bir denklem yoktu ortada. Newton'un klasik mekanik denklemleri parçacıklar içindi. Onlar da zaten değişikliğe uğramıştı. Kuantum görüşü tartışılır olmaktan çıkmış ve ifadesi için matematik formüllerinin aranmasına yönelik, hızlı bir süreç başlamıştı. 1925 yılı başlarında Wolfgang Pauli, atomdaki elektronların aynı kuantum durumunu paylaşmasını yasaklayan 'dışlama ilkesi'ni keşfetti. Bu ilke, Bohr Modeli'ndeki elektronların neden farklı yörüngelerde bulunmaları gerektiğini açıklıyor, fakat niye her yörüngede iki elektron bulunduğu sorusunu yanıtlayamıyordu. İki elektronun aynı yörüngeyi paylaşabilmeleri için, aralarında bir farkın olması gerekiyor ve bu, elektronların o zamana kadar bilinmeyen 'gizli' bir kuantum sayısının daha var olmasını gerektiriyordu. Hollandalı fizikçilerden George Uhlenbeck ve Samuel Goudsmit'in elektrona ћ/2 büyüklüğünde bir iç yapısal açısal momentumun atfedilmesini önermesiyle sorun aşıldı. Spin keşfedilmişti.