Tarihçe > 1870'ler > 1920'ler > 1945'ler > 1965'ler
 
Ayrıca, tüpteki akım, elektrotlar arasında köprü kurarken, gazda parıldayan ışımalara yol açmaktaydı. Bu ışıklar prizmadan geçirilip incelendi. Güneşin beyaz ışığı bir prizmadan geçirildiğinde sürekli bir spektrum verirken, katot ışını tüplerinden yayılan ışık prizmadan geçirilip karanlık bir zemine düşürüldüğünde, zemin üzerinde aralıklı çizgiler oluşuyordu. Bunlara spektrum çizgileri dendi.

Öte yandan; sodyum, potasyum, kalsiyum gibi elementler, bir alevde ısıtıldıklarında, keza ışık yayıyorlardı. Bu ışıklar da dar bir yarıktan geçirilip prizma üzerine düşürüldüğünde, keza aralıklı çizgilerden oluşan spekrumlara yol açıyodu. Hem de, her elementin kendisine özgü bir spektrumunun olduğu saptandı. Aslında, bir spektrumdaki her çizginin, belli bir dalgaboyuna karşılık gelen, kendisine özgün bir enerjisi vardı. Atomların ışıma spektrumlarının incelenmesi sırasında, dalga boyu ölçümlerinde kullanılan en basit aygıtlar dahi, beklenmedik bir duyarlılıkla çalışmıştı. Spektroskopi dalı zamanla, ölçüm hatası payını 10,000'de 1'lere indirecek ve kimya çalışmalarında başı çekeceği gibi, atomun yapısıyla ilgili kuram veya önerilerin, sınava tabi tutulup ayıklandığı sert bir kayaya dönüşecekti.