Sucul
yaşamdan kara yaşamına geçiş ile birlikte ortaya çıkmış olan omurgalılardır. İlk
grup olan Amphibia (ıki yaşamlılar), hayatlarının belli bir evresinde tamamen
suya bağımlıdır. Ancak sonraki gruplarda, kara yaşamına tam olarak uyum görülür.
Kara yaşamına geçiş ile birlikte, vücut yapısında ve metabolik düzenlemede değişiklikler
görülür. İlkin olarak, suyun kaldırma kuvvetinden kurtulup yerçekimi etkisine
giren vücutta, kemik yapısında değişiklikler ortaya çıkar. İç iskelet daha sağlam
bir yapı kazanırken, harekete yardımcı olmak üzere, ön ve arka üyeler gelişir.
Su yaşamında harekete yardımcı olan üyeler (yüzgeçler) yitirilir, ancak bazı gruplarda
ikincil olarak bu yüzgeçler tekrar oluşabilir. Yine hareket kolaylığı açısından,
vücuttaki eklem sayısı artar ve kas yapısı güçlenir. Farklı gruplarda, üyelerin
yapısında çeşitli özelleşmeler görülür.
Karaya
geçişle birlikte, baş bölgesi daha da önem kazanır. Kafatası kemikleri tam olarak
güçlü kemikleşme gösterir ve kemik sayısı azalır. Bir boyun bölgesi oluşumuyla
birlikte, başın hareket etme yeteneği artar. Duyu organlarına daha çok iş düşeceği
için gelişmeleri artar ve eşgüdümlü çalışmanın daha rahat kontrol edilebilmesi
için beyinde özelleşmiş bölgeler oluşur. Birçok grupta, ergin halde solungaçlar
körelir ve yaşama ortamında göre, çeşitli solunum yapıları geliştirilir. Yaygın
solunum organı akciğerlerdir. Boşaltım organlarında da farklılaşma görülür ve
grupların yaşama ortamlarına göre, boşaltım ürünlerinin yapısı değişkenlik gösterir.
Deri üzerinde bulunan pul, kabuk, bağa, tüy, kıl, saç gibi yapılar sayesinde,
vücut ile dış ortam arasındaki su ve ısı alışverişi düzenlenir. Deri altında,
çeşitli görevlere sahip olan bezler (ter, tuz, zehir bezleri, memelilerde süt
bezleri, vs.) geliştirilir.