Aslında, 
birkaç atomdan oluşan madde yapıları, oda sıcaklığında dahi çok yüksek momentumlara 
ve dolayısıyla da, kısa dalga boylarına sahip oluyorlar. Ancak böyle iri kıyım 
kütleler, çekirdeği kurcalamak için hiç uygun değil. Bu tıpkı bir arkadaşınızın 
şeklini; elinize bir balyoz alıp sallayarak, orasını burasını yoklayarak belirlemeye 
çalışmaya benzer. Böyle bir yaklaşımın, arkadaşınızı bazı boyutlarından yoksun 
bırakmak gibi bir sakıncası vardır. Dolayısıyla, maddenin yapısını ve çekirdeği 
incelemek için, elektron veya proton gibi, eldeki en küçük parçacıkları kullanmak 
gerekiyor. Ancak bu parçacıklar da, yükleri nedeniyle, çekirdekle etkileşime giriyor. 
Örneğin elektron saçılmaya uğrayarak, çekirdeğin yapısı hakkında bilgi vermek 
yerine, içine çekilip yutularak, incelenmeye çalışılan yapıyı değiştiriyor. Hele 
proton, benzer yüklü olduğu için, çekirdek tarafından itiliyor ve çekirdeğe yeterince 
yaklaşabilmesi için, yüksek hızlara sahip olması gerekiyor. Bu durumda da, elektronun 
1,830 katı olan kütlesiyle, çekirdeğin parçalanmasına yol açıyor. Yüksüz olan 
nötronlarsa, yüksüz oldukları için; örneğin bir manyetik alanla yakalanıp, elektrik 
alanıyla yönlendirilemiyorlar ve kendi bildikleri doğrultularda gidiyorlar.