Bir
elementin kimyasal özelliklerini hemen tümüyle, dizilişinin en dış kabuğundaki
elektron sayısı belirliyor. Bu sayıya, o elementin kimyasal 'değer'ini belirleyen
sayı anlamında, 'değer sayısı' ('valence') deniyor. Çünkü en dış kabuğu dolu olan
atomlar, diğer atomlarla ilişkileri açısından daha büyük bir kararlılık sergiliyor
ve diğerleri de, duruma göre; ya bu dış kabuktaki elektronlarından kurtulmak veya
kabuğu tümüyle doldurmak suretiyle, benzeri bir kararlılığı kazanmak eğiliminde
oluyor.
Hidrojen için bu sayı 1. Nötür bir hidrojen atomu bu haliyle, kimyasal tepkimeye
girme fırsatı bulduğunda; ya bu elektronunu da verip, kurtulmak veya bir elektron
daha alıp, 1s kabuğunu doldurmak gibi iki seçeneğe sahip görünüyor. Fakat, mevcut
elektron tarafından yükü büyük oranda kamufle edilmiş bulunan çekirdek, ikinci
bir elektronu yörüngede tutacak çekme kuvvetini uygulayamıyor. Dolayısıyla hidrojen,
girdiği kimyasal tepkimelerde hep, elektron vererek, + yüklü iyon haline geçiyor.
Elektrostatik açıdan + yüklü olmayı tercih ettiğinden, 'elektropozitif' olduğu
söyleniyor. Hem de bunu güçlü bir şekilde yaptığından, 'güçlü bir elektropozitif
element' olarak nitelendiriliyor. Veya elektron tutkusunun ('affinity') zayıflığından
söz ediliyor. Helyum ise, tek ve en dış olan kabuğu zaten dolu olduğundan, elektron
alış verişlerine, yani kimyasal tepkimelere pek yanaşmıyor. Dolayısıyla, soygaz
olarak biliniyor. Çekirdeğinin yükü veya çekim kuvveti, hidrojeninkinden daha
büyük olduğundan, yarıçapı daha küçük...