Kuram ve Gözlem
 

Ancak baktığımız cisim küçüldükçe veya uzaklaştıkça, görme konileri daralıp inceliyor ve sonuç olarak, retinaya düşen görüntü noktalaşıp, diğer görüntü işlemleri arasında kayboluyor. Bu sorunu aşmak için, ışınlar arasındaki açıları açarak koni tabanlarını yayvanlaştırmak mümkün.

Optik mikroskop veya teleskoplardaki mercekler de, ışınları kırmak suretiyle bunu yapıyor zaten. Fakat bu sefer de, cisimden gelen ışınlar daha geniş bir alana yaydırılmış olduklarından, retinaya ulaşan miktar, eşik düzeyinin altına düşebiliyor. Görüntü solgunlaşıp, yine kayboluyor. Bu yüzdendir ki, optik mikroskoplar; güçlü bir ışık kaynağıyla birlikte, cismin üzerine daha fazla ışık gönderip yansıtmak suretiyle çalışırlar. Veya çoğu teleskopta olduğu gibi; cisimden gelen ışınlar, uzunca bir süre için toplanır ve görüntü inşasına, yeterince birikim sağlandıktan sonra geçilir.

Işığın bir de dalga davranışı var tabii. Nasıl ki bir su tankında, yan yana iki çubuğun aşağı ve yukarı hareketleriyle oluşturulan dairesel su dalgaları, üst üste binip birbirleriyle girişimde bulunuyorlarsa...