Zayıf
etkileşimi zaten, diğerlerinde olduğu gibi, geleneksel bir kuvvet şeklinde algılamak
mümkün değil. Bu etkileşim sadece, parçacık değişimleri sırasında etkinlik kazanıp,
varlığını gösteriyor. Temel parçacık dönüşümlerinin, yani çeşni değişimlerinin;
tümünden ve tek başına sorumlu. Yokedilme süreçlerinin ise, bazı aşamalarında
rol oynuyor. Ki bu aşamalarda da zaten, temel parçacık dönüşümleri gerçekleşiyor.
Zayıf etkileşim bu işleviyle, karmaşık parçacıkların bozunma veya yokedilme süreçlerinden
bazılarının, bazı aşamalarında da rol oynuyor. Taşıyıcısı olan vektör bozonlar;
diğer kuvvetlerin taşıyıcıları, yani gluon, foton veya graviton gibi, kütlesiz
ve yüksüz değiller. W+ W- ve Z0 parçacıklarından;
ilk ikisinin 80, üçüncüsünün de 91 GeV'a eşdeğer, oldukça ağır kütleleri; ilk
ikisinin ise yükleri var. Parçacıkların değişim veya yokediliş süreçlerinde; bu
vektör bozonlardan herhangi birisi, fakat sadece birisi rol oynayabiliyor. W+
ile W- çeşni değişimlerine yol açabilirken, Z0 çeşni değiştirmiyor.
Evrenin
erken aşamalarındaki sıcak halinde, II. ve III. nesil ağır kuarkların bolca üretildiği;
ancak bunların zamanla bozunarak, şimdiki görünen yapılara vücut veren, I. nesil
hafif kuarklara dönüştüğü düşünülüyor. Bu dönüşümlere aracılık eden ağır vektör
bozonlar, o zamanlar etrafta bolca vardı. Şimdi ise etkileri artık, laboratuvarlarda
gerçekleştirilen parçacık çarpıştırma deneylerinde gözlenebiliyor.
Gelelim
temel parçacık bozunmalarına. Aslında, temel parçacıkların bozunduğunu söylemek
pek doğru değil. Çünkü iç yapılarının olmaması gerekiyor. Ama değişerek, başka
temel parçacıklara dönüşebiliyorlar. Dolayısıyla; temel parçacık değişimlerine
'dönüşüm', karmaşık parçacıklarda yer alan iç yapı değişikliklerine ise, 'bozunma'
demek daha doğru görünüyor. Fakat biz yine de, her ikisi için aynı, 'bozunma'
sözcüğünü kullanacağız.