ALT BAŞLIKLAR:
Baş Sayfa
Tıbbi
İlkeler
"Felaket"in
İlanı
İlk
Tıbbi Yanıt
Komuta
Yapısı
Aciller
ve Hastane Düzenlemeleri
Kayıp
Riski Neden Artar
KONUYLA İLGİLİ:
Yaralıların
Sınıflandırması |
İlk Tıbbi Yanıt
Tıbbi Uç Nokta: Kaza yerinde
olan ve buraya ulaşan öncü ekipler ilk fırsatta bir tıbbi ilkyardım noktası
oluştururlar; buraya "Tıbbi Uç Nokta" (TUN) denebilir. Bu bölge kaza alanına
yeterince yakın, fakat kazanın birincil yansımalarından da etkilenmeyecek
kadar uzak olmak zorundadır. Yola yakın olması ve böylece ambulansların
yanaşabilmesi tercih nedenidir. Uygun bir bölgeyse, aynı zamanda helikopter
inebilecek kadar geniş bir boş ve düzlük alan da olmalıdır. Uygun değilse,
helikopterler için başka bir yerde "Vertikal Kurtarma Alanı" (VKA) oluşturulur.
TUN için, felaketin boyutuna paralel olarak, var olan bir ya da birkaç
bina ya da kurulabiliyorsa çadırlar kullanılır ya da açık bir alanla yetinilir.
Bu nokta, esas olarak yaralı toplama, sınıflandırma (triyaj) ve anlık aciller
için tedavi bölgesi olarak kullanılır. Yaralıların sevki de buradan yapılır.
Bu amaçla, TUN içerisinde mümkünse birbirinden ayrılmış birkaç farklı alan
oluşturulur. Örneğin, TUN'un giriş bölgesine yakın bir yerde, ulaşan yaralıların
triyajı ve sınıflandırılması için "triyaj alanı" oluşturulur. Bu bölgeye
canlı olarak ulaşan yaralılar burada kayda geçilir, bir triyaj hekimi tarafından
sınıflandırılır, özellikle mutlak aciller (kritik yaralılar) ayrılır ve
yaralılar, yaralanma derecelerine uygun, önceden belirlenmiş alanlara gönderilir.
Ölü olarak getirilenler kayda geçirilir ve daha sonra tanımlamayı kolaylaştıracak
belge ve cisimler ile birlikte ayrı bir alana gönderilir.
Bu
uç tıbbi hizmet birimindeki ikinci fiziksel alan "mutlak aciller alanı"dır.
Burada özellikle acil ve zorunlu yaşam destek işlemleri yapılır; hava yolunun
açılması, gerekiyorsa yapay solunum, dışa olan kanamaların kontrolü, göğüs
kafesi yaralanmaları için acil dekompresyon, damariçi sıvı tedavisi, ağrı
kesiciler gibi. Bütün yapılanlar ve fizik muayene bulguları kaydedilir.
Buradaki ilk işlemlerden sonra ve nakil olanaklarına göre yaralılar "taşınma
alanı"na götürülür. Diğer bir köşede "rölatif aciller alanı" oluşturulur.
Burada yaralar sarılır, kırıklar hareketsiz hale getirilir ve yaralılar
soğuktan korunur. Bütün klinik bulgular ve yapılanlar kaydedilir. Bu süre
içerisinde yaralının mutlak bir acil olduğu saptanırsa bu bölgeden mutlak
acil alanına nakli yapılır. Değilse, komuta merkezinin yönlendirmesi ışığında
transport alanına taşınırlar. Taşınma alanına ulaşan her yaralı ile ilgili
bilgi komuta merkezine bildirilir ve buradan nereye gönderileceği ve hangi
yöntemle gönderileceği konusunda bilgi istenir. Transport alanından yaralılar
yaralanma ağırlıklarına ve önceliklerine göre eldeki araçlarla komuta merkezinin
vereceği bilgiler ışığında tedavi merkezlerine taşınırlar. Bu süreçte ilk
başta alıcı hastanelere göre ayırım yapılmaz.
Kriz ortamında çalışan her
sağlık görevlisinin ayırt edici, renkli, reflektörlü bir kıyafeti olmak
zorundadır.
Gökdelen yangını, büyük
bir tren kazası gibi bir felakette nerede ve nasıl böyle bir uç noktanın
kurulacağı çok açık; geniş bir bölgedeki bir sel felaketi ya da depremde
ise bölgede gerekli bulunan ve fiziksel olarak uygun bir ya da daha çok
alanda tıbbi uç noktalar hemen kurulabilir. Kuşkusuz, aşırı kuramsal sanılabilecek
ve yapılabilirliği gerçekten güç olan bu tür tıbbi uç merkezler ancak gerekli
hazırlıklar çok önceden yapılmışsa ve ilgili her birey "gözleri kapalı"
ne yapacağını biliyorsa, jeneratörden çadırına, serumundan kalemine kadar
donanım önceden hazır edilmiş ve en önemlisi defalarca prova edilmişse
hayata geçirilebilir ve "gerçek" olabilir.
Tedavi Merkezi: Çok sayıda
yaralının olduğu büyük felaketlerde ayrıca "tedavi merkezleri" oluşturulabilir.
Tedavi merkezi genellikle bir hastane, bütün bölge tahrip olmuşsa çadır
ya da o anda kurulmuş geçici askeri hastanelerdir. O anda yeni kurulan
bir sağlık merkeziyse mutlaka bir havaalanı, tren istasyonu ya da trafik
noktasına yakın bir yere konuşlandırılmalıdır. Burada temel acil cerrahi,
yoğun bakım, bazen radyoloji ve laboratuvar incelemeleri yapılabilmelidir.
Böyle bir merkezin genel düzenlemesi bir "tıbbi uç nokta"ya benzer biçimdedir;
girişte triyaj alanı, ardından bir yoğun bakım alanı, cerrahi alan ve taşınma
alanı vardır. Tedavi merkezinin amacı, yaralıların durumunu stabilize etmek
ve daha uzun ulaşım sürelerine olanak verecek duruma getirmektir. Buradaki
ilkyardım ve gerekli tedavi işlemlerinden sonra yaralılar taşınma alanına
ve buradan da yaralanma derecelerine uygun arka plandaki hastanelere kesin
tedavileri için ulaştırılırlar.
Bizde bu tür yapılanmalar
var mıdır?..
Gönüllü yardımcıların rolü
ve yararı –sağlık kesimi için– çok sınırlıdır. Yine de eğitilmiş sivil
grupların, özellikle "kurtarıcı"ların etkinliği ve
yararı büyük felaketlerde
gösterilmiştir. Ancak, örgütlü bütünün dışındaki bireysel çabalar ve "yardımcı
sağlıkçılar" yarardan çok zarar verirler. Kendi içinde bütün, kendi kendine
yeterli tedavi merkezlerinin ilk şok atlatıldıktan ve anlık aciller nakledildikten
sonra yararlı oldukları görülmüştür. Kurtarma hatalarının olmaması için
de burada eğitimin rolünü vurgulamak gerekir.
Komuta Yapısı
Gerçek bir kitlesel felakette
kurtarma, ilkyardım, taşınma ve hastane tedavisi süreçlerini hızlı, verimli
ve sorunsuz sürdürebilmek için önceden ayrıntılı bir biçimde bu sistemdeki
görevliler, bunların yetkileri ve sorumlulukları belirlenmelidir. Bu yapılmamışsa,
birçok ayrı örgütün katılacağı bu tür düzenlemelerde ortak amacın gerçekleştirilmesi
aksayacak, iletişim teknolojisi etkin biçimde kullanılamayacak, örgüt yapısı
sağlanamayacak, dil sorunu yaşanabilecektir. Böylece hem kaza alanında
hem de yönetim kademelerinde yeterli ilişki kurulamayacak ve ortak planlama;
ortak bilgi toplanması ve kaynak kullanımı sağlanamayacaktır. Sonuçta,
bazı işlerin tekrarlanarak yapılması, bazılarının yapılmaması, önceliklerin
belirlenememesiyle huzursuzluk başlayacak, karmaşa önlenemeyecektir.
Bizde bu tür bir örgütlülük
ve eşgüdüm planlanmış ve denenmiş midir? Dahası bunların gerçek ortamda
provaları yapılmış mıdır?..
Bu
şekildeki bir felaket düzenlemesi, itfaiye, polis, asker, sivil savunma
birliği, sağlık görevlileri gibi değişik örgütlerin özerkliğininkaldırılacağı
anlamına gelmez; ancak işbirliğinin nasıl kurulacağının önceden belirlenmesinin
zorunlu olduğunu belirtmektedir. Sistemin başında, felaketten önce, kimin
olduğu bilinen bir "kriz komutanı" olmak zorundadır. Bu, hazırlanmak gereken
son derece teknik bir görevdir ve bu tanımdan bizdeki uygulamalardaki gibi
"kriz masası"nı yöneten komutan, il valisi anlaşılmamalıdır.
Tıbbi kriz yönetiminin olmazsa
olmaz altyapı gereklerinden biri, çalışır durumda bir haberleşme sistemidir.
En uygunu, biri komuta sistemi, diğeri operatif amaçlarla kullanılacak
iki farklı kanallı telsiz haberleşme sistemidir. Buna ek olarak, normal
haberleşme trafiğinden ayrılmış özel GSM şebekeleri de kullanılmaktadır.
Aciller ve Hastane Düzenlemeleri
Normal koşullarda çalışan
her sivil hastane kısa bir süre içerisinde 10'dan çok ağır yaralı geldiği
anda tıkanır. Böyle durumlar için özel felaket düzenlemeleri önceden planlanmış
olmalıdır. Bir hastanede felaket durumundaki düzenlemeler için şu maddelerin
göz önünde tutulmuş olması gerekir.
Alarm: Felaket alarmı daha
önce belirlenmiş olan askeri ya da sivil otoriteler tarafından, daha ilk
yaralı hastaneye gelmeden ilan edilmiş olmalıdır. Bazı durumlarda alarm
ilk ulaşan yaralı ya da ambulans şoförü veya benzer kişiler tarafından
da verilmiş olabilir. Ancak bu durumlarda acil servis sorumlusu veya vekili
bu bilgiyi doğrulamak zorundadır. Bu felaket bilgileri hastane başhekimine
acil olarak ulaştırılmalıdır.
Kriz Ekibi: Hastane, üye
sayısı 5-6'yı geçmeyen ve içinde başhekim ve deneyimli hekimlerin de bulunduğu
bir kriz ekibi görevlendirilmiş olmalıdır. Bu hastane içi kriz ekibi, hastanenin
hasta kabul birimi, santral, acil servis gibi değişik lojistik departmanlarıyla
ve aynı zamanda da felaket komuta merkezi ile sürekli bağlantı halinde
olmalaıdır.
Fiziksel Düzenlemeler: Hastane
yapısında hasta ve malzeme akımını düzenleyebilmek için birtakım değişiklikler
yapılmalıdır.
Ambulans giriş-çıkış bölgeleri:
Hastane ya da acil servisin girişinde bir trafik karmaşası oluşturmamak
için yalnızca ambulansların gireceği ve giriş-çıkış için birbirlerini engellemeden
dönerek hastane kapısını terk edebilecekleri bir alan oluşturulmalı ve
gerekli
şekilde işaretlenmelidir.
Yaralılar için kabul (resepsiyon)
alanı: Büyük, sıcak, iyi aydınlatılmış ve donatılmış geniş bir alan triyaj
alanı olarak kullanılır. Bu alan, hastanenin gerçek acil polikliniği olmak
zorunda değildir. Ancak ameliyathane, yoğun bakım odaları ve benzer kritik
alanlara ulaşım kolay olmalıdır. Bu bölgede yaralı kabul edilir kayıtlandırılır,
triyajları yapılır ve ilgili tedavi alanlarına gönderilir.
Hastanede gerektiğinde tanımlanmış
acil tedavi (canlandırma bölgeleri), yoğun tedavi, ayakta tedavi ve umutsuz
yaralılar için bekleme/bakım alanları oluşturulur.
Aileler ve basın için kabul
alanları: Esas tıbbi bölgelerde engellemelerle karşılaşmamak için hem aileler
hem de basın için kabul, bekleme ve brifing alanları planlanmalı ve oluşturulmalıdır.
Buralarda görevlendirilecek personel de dikkatle seçilmeli ve görevleri
önceden belirlenmelidir. Gerektiğinde bir sözcü atanmalıdır.
İşlevsel Değişiklikler:
Belirli hasta ve yaralı gruplarının yoğunlaştığı kitle kazalarında hastane
içi alanlarda ve bölümlerde değişiklikler yapılır. Örneğin, bir tren kazasından
sonra dahili departmanlar cerrahi hasta kabul eder hale gelmek zorunda,
bir kitlesel zehirlenme durumunda cerrahi departmanlar iptal edilip zehirlenmiş
hasta kabul edecek hale getirilmek zorundadır. Ağır olmayan hastalar hastaneden
çıkarılır ve acil olmayan cerrahi işlemler iptal edilir.
Felaketin boyutuna göre,
hekim, hemşire, eczacı, yönetici, teknisyen, ahçı gibi her gruptan hastane
personeli mobilize edilir. Bu ekiplerin nöbet değişimleri planlanır, personel
için gerektiğinde yatacak yer ve beslenebilmeleri için ilgili önlemler
alınır.
Hastanelerimizin kendilerine
özgü felaket düzenlemeleri var mıdır?..
Felakette ilkyardım süreçlerinin
azalmasına paralel olarak başka ciddi sorunlar sağlık kesimini bekler.
Bunlardan bir kısmı, felaketlerden sonra ortaya çıkabilecek zehirlenmeler,
bulaşıcı hastalıklar, beslenme bozukluklarının yanı sıra, kazayı atlatanların
ciddi boyutta ruhsal desteğe gereksinimleri olacağı ve bunlara da aynı
ciddiyette cevap verilmesi gerekliliğidir.
|