ALT BAŞLIKLAR:
Tıbbi
İlkeler
"Felaket"in
İlanı
İlk
Tıbbi Yanıt
Komuta
Yapısı
Aciller
ve Hastane Düzenlemeleri
Kayıp
Riski Neden Artar
KONUYLA İLGİLİ:
Yaralıların
Sınıflandırması |
Felaket
ya da afet, doğal ya da doğal olmayan ani bir olay sonucunda insanların
yaralanması veya mal ve mülkün zarar görmesi ve bu sırada yerel ilkyardım
ve kurtarma kaynaklarının yetersiz kalması ve organize toplumsal düzeneklerin
yıkılması olarak tanımlanır. Tıbbi anlamda bir felaket, çok sayıda insanı
etkileyen ve olağan tıbbi altyapının yetersiz kaldığı kazalardır. Felaketin
boyutları, bölgesel sistemlerle çözümlenebilecek olaylardan, ülkelerarası
işbirliğini gerektirebilecek ölçeklere değin değişebilir.
Felaketlerden sonra kurtarma/ilkyardım
olanakları yaralı sayısına göre yetersiz olabilir. Kurtarma/ilkyardım çabalarına
ek olarak sağlık sisteminin tüm olağan hizmetleri ve işlevleri altüst olur.
Daha kötüsü, özellikle deprem sonucu ortaya çıkan bu tür felaketlerde,
sağlık hizmetinin yürütüldüğü yapılar zarar görmüş olabileceğinden, hizmetin
sunulacağı ortam kalmayabilir. Böyle bir durumda hekimler, sağlık personeli
ve tüm sağlık örgütleri bireysel uygulamaları bırakıp tümüyle ortaklaşa
ve özel kurallara bağlı bir işbirliğine geçmelidir. Amaç, mümkün olduğunca
çok insanın hayatını kurtarmaktır.
Hiç kimsenin aklına bir
felaketle karşılaşacağı gelmez. Gerçekten de, bir kişinin ya da sistemin
gerçek bir felaketle karşılaşma olasılığı çok düşüktür. Bir felaket gerçekleştiğindeyse,
sorunlarla nasıl başa çıkılacağı o anda düşünülerek bulunamaz. Kitle kazalarına
yaklaşımın en temel örgütlenme varsayımlarından birisi budur. Çözümler
o anda üretilemez. Kurtarma, ilkyardım, nakil, iletişim, malzeme akışı
ile ilgili örgütlenme ve hareket kalıplarının mutlaka önceden planlanmış
olması gerekir. Ayrıca bu konuda masa başı düzenlemelerin ötesinde uygulamalı
denemeler de mutlaka yapılmış olmalıdır. Kurtarma, tedavi ve nakil, geniş
bir düzenleme gerektirir. Bunun için sivil, askeri ve yönetimsel örgütlerin
işbirliği gerekir. Bu düzenlemede rol üstlenecek her birey nerede, ne zaman,
ne yapacağını önceden çok iyi bilmek zorundadır. Aksi durumda, düzen ve
işbirliği yerine bir karmaşa ortaya çıkar, hizmette hatalar olur, en önemlisi
de yapılması geren işler gecikir. Tıbbi süreçlerin dışında, yardım sürecinde
güvenlik, ulaşım, telekomünikasyon, beslenme, su, ısıtma gibi lojistik
sorunların da çözülmesi gerekir..
Tıbbi İlkeler
Bir felakette hafif ve ağır
yaralıları ayırmak gerekir. Bu yönden, hastane ve sağlık kurumlarının hafif
yaralılar tarafından hücuma uğramasını önlemek, ağır yaralıların da fark
edilmeden bir yerde ölüme bırakılması olasılığını azaltmak en önemli konulardır.
Bu konuların çözümü için ilk fırsatta kaza bölgesinden hastane ya da hastane
bölgelerine kesintisiz bir tıbbi zincirin oluşturulması gerekir. Ancak,
büyük bir binanın yangınında yapılacaklar, bir bölgenin tümüyle hasar gördüğü
bir depremde yapılacaklardan ve gerekecek örgütlerden, kurulacak sevk zincirinden
biraz daha farklıdır. Ama her durumda, hasta/yaralı sevk zincirinin her
basamağında yaralıların yaralanma derecelerine göre sınıflandırılması ve
tedavi önceliklerinin belirlenmesi (triyaj) ve her aşamada ilkyardım uygulanması
zorunludur. Her basamakta tüm hastalar, ölüler ve yapılan işlemler kaydedilmelidir.
Hastaneler günlük işleyiş düzeninin dışına çıkıp yaralı sayısına paralel
olarak tümüyle ayrı bir çalışma biçimi içerisine girmek zorundadırlar.
Bütün kurtarma ve ilkyardım örgütlerinin komutası, yani ortaya çıkarılmış
olan zincirin düzeni, tek bir yöneticinin, hatta bölgesel felaketlerde
birden fazla, fakat tanımlanmış yetkili yöneticilerin yönetimi altında
olmalıdır.
Sağlık sistemimizin benimsenmiş
ve yayımlanmış bu tür ilkeleri var mıdır?..
"Felaket"in
İlanı
Yerel olarak kabul edilebilecek
bir kitlesel kazada herhangi bir ihbar sonrası kaza yerine ilk ulaşan ilkyardım
ekibi, kazazede sayısı ve bunların yaralanma ağırlıkları gibi önbilgileri
hızla toplayarak kabaca felaketin boyutunu ve önemini kestirmek zorundadır.
Bu "ilkyardım ekibi" tıbbi bir ekip olabileceği gibi, polis ya da itfaiye
gibi yardımcı bir kurtarma ekibi de olabilir.
Daha büyük alanlarda yıkıma
neden olabilen deprem gibi felaketlerde birden çok kaynaktan derlenen bilgilerin
yorumu ilk başta sorunun boyutunu kabaca ortaya koyabilir. Bu veriler ve
olayın tam yeri, ulaşım yolları, halen var olan tehlikeler, ulaşmış olan
ekiplerin niteliği gibi bilgilerin ışığında, kurtarma ve ilkyardım düzeneklerini
harekete geçirmek için daha önceden yetki ve görevleri tanımlanmış bölgesel,
resmi bir kişi "felaketi" ilan eder. Bu ilan, uzun boylu işlemler gerektiren,
bürokratik bir süreç olmamalıdır. Devlet büyüklerine danışmayı da gerektirmez.
Basitçe, "teknik bir analiz sonucunda profesyonel yetkinin kullanılması"
anlamına gelir.
Felaket ilanının önceden
belirlenmiş yöntemlerle duyurulmasından sonra zaman yitirmeksizin, genellikle
birkaç dakika içerisinde, felaket planlarında yazılı olan biçimiyle herkes
kendi görevini bilmeli ve yerine getirmelidir. Sonuç olarak, felaket için
düzenleme "kendiliğinden" ortaya çıkmalıdır. İl ya da ilçe düzeyinde bölgesel
bir felaketi ilan etme yetkisi ülkemizde vali ya da kaymakam gibi bir mülki
amirde bulunmaktadır. Ancak, batıda birçok yerde olduğu gibi bölgesel tıbbi
bir yetkili ya da travma merkezi sorumlusu gibi deneyimli bir hekim de
bu yetkiye sahip olabilmelidir.
|