Dünya
üzerinde canlılığın oluşumundan önce, yapısı bugünkü atmosferden oldukça farklı
olan bir ilkin atmosfer bulunuyordu. Serbest oksijen gazını içermeyen bu ilkin
atmosferin başlıca bileşenleri amonyak (NH3), metan (CH4), su (H2O), azot (N2),
fosfor (P) ve kükürtlü bileşiklerdi.
Yanardağ
faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan su buharı ve sürekli yağmurlar sonucu atmosferde
meydana gelen yıldırımlar, bu basit bileşiklerin belirli bir kimyasal düzen içerisinde
bir araya gelmesine ve canlılığın temel taşlarını teşkil eden "organik bileşiklerin"
oluşmasına neden oldu.
1953
yılında Stanley Miller isimli araştırmacı tarafından yapılan deneyde, canlılığın
ortaya çıkışı ile ilgili olarak ortaya atılan bu görüşler aydınlığa kavuşturuldu.
İlkin atmosferde var olduğu düşünülen gazları, yanardağ faaliyetleri sonucu atmosfere
karışmış olan su buharını ve yıldırıma eşdeğer şiddette elektrik akımını kullanan
araştırıcı; bu deney sonucunda çeşitli organik bileşiklerin ve özellikle de canlıların
yapısında bulunan 20 aminoasitten 3 tanesinin (alanin, asparajin ve glisin) oluştuğunu
gördü.