Hücre
duvarı sentezini engelleyen antibiyotikler, kimyasal yapıları
içinde bir beta laktam halkası içerdiklerinden genel olarak "beta
laktamlar" olarak adlandırılırlar. Hücre duvarındaki belli
proteinlere bağlanarak, hücre duvarının devamlılığı için süregelen
sentezi durdururlar. Bunun sonucunda bakteri şeklini kaybederek
ölür. Bu yüzden beta laktamlar, hücre duvarı olmayan bakterilere
etkisizdir. Temel olarak üç gruba ayrılırlar:
1) Penisilinler
2) Sefalosporinler
3) Penisilinler ve beta laktamaz kombinasyonları.
Penisilinler:
Penisilin, Penicillium chrysogenum adı verilen bir mantar
türü tarafından üretilir. Doğal penislinler stafilokoklara ve
streptokoklara etkilidir. Ancak son yıllarda bu antibiyotiklere
karşı "beta laktamaz enzimi" üreten bakteri suşları
çoğaldığı için tedavilerdeki kullanımları sınırlanmıştır. Beta
laktamaz enzimi, beta laktamları yok eder. Aminopenisilinler ise
doğal penisilinden laboratuarda elde edilen yarı sentetik antibiyotiklerdir.
Ampisilin, Amolsisilin ve Bakampisilin, aminopenisilin türleridir.
Sefalosporinler:
Sefalosporinler, Sefalosporium adı verilen bir tür mantardan elde
edilen beta laktamlardır. Genel olarak penisiline oranla beta
laktamazlara daha dayanıklıdırlar. Günümüzde tedaviye giriş zamanlarına
ve etki mekanizmalarına göre 1., 2., 3. ve 4. kuşak sefalosporinler
olarak sınıflandırılırlar.
Penisilinler
ve beta laktamaz kombinasyonları: Beta laktam adı verilen
bu antibiyotiklerin beta laktamaz enzimi tarafından yok edilerek,
antibiyotiğin etkisinin azaldığı görülmüştür. Bunun sonucunda
beta laktam (antibiyotik) ile beta laktamaz inhibitörleri (yani
enzimin antibiyotiği yok etmemesi için enzimi engelleyen maddeler)
bir arada kullanılmaya başlanmıştır. Bu kombinasyona örnekler:
ampisilin+sulbaktam, amoksisilin+klavulanat.