Deprem Zararlarının Azaltılmasında
Yurttaş Eğitiminin Önemi
Tuğrul Tankut
Prof. Dr. ODTÜ İnşaat
Mühendisliği Bölümü
Yurdumuzda görülen deprem
hasarının bu denli büyük olmasının ardında yatan en önemli nedenlerden
biri, deprem olayının yanlış algılanmasıdır. Yurttaşlardan pek çoğu için
deprem yalnızca bir afettir. Yani, Tanrı’dan gelen, bilinmezliklerle dolu,
karşı konulması söz konusu olmayan, sonuçlarına da boyun bükerek katlanılması
gereken bir olgudur. Bu kadercilik anlayışı içinbir bedel ödemekğe pek
önem verilmez. Oysa, eğer yurttaşlar yeni bir ev alırken lavabonun rengine,
musluğun kalitesine gösterdikleri ilgiyi, yapının deprem dayanımına da
gösterirlerse sonu çözümlenir; mühendis de, yapımcı da, denetmen de, satıcıda
deprem dayanımına önem vermek, yönetmelik gereklerinin yerine getirilmesini
sağlamak zorunda kalır. Bu nedenle, deprem zararlarını azaltmaya yönelik
çabaların en önemli boyutlarından birini, yurttaşların bu konuda eğitilmesi,
bilinçlendirilmesi oluşturmaktadır.
Daha sonra değinilecek çeşitli
yöntemlerle yapılacak yurttaş eğitiminde verilecek mesajların özenle seçilmesi
gereklidir. Bunlardan önemli olduğu düşünülenler aşağıda sıralanmakta ve
kısaca açıklanmaktadır.
Depremle birlikte yaşamak
zorundasın!
Türkiye’nin her köşesinde
deprem tehlikesinin varolduğu; bu ülkeden başka bir yere topluca taşınamayacağımıza
göre, bundan kaçınmağa olanak bulunmadığı anlatılmalıdır. Depremin, gerçekleşmesi
olasılığı çok çok küçük bir afet olarak değil, yapılara etki eden olağan
zorlamalardan biri olarak algılanması gerektiği vurgulanmalıdır.
Yapılar depreme dayanıklı
olabilir!
Depremde yapılaran ağır
hasar görmesinin kaçınılamaz olmadığı, bunun genellikle teknik kusurlardan
kaynaklandığı anlatılmalıdır. Depreme dayanıklı olacak yapıların taşınması
gereken özelliklerin bilindiği belirtilmeli; bu koşullara uygun olarak
yapılmış yapıların depremleri hasarsız ya daaz hasarla atlatabildikleri
ve özellikle can kaybına neden olmadıkları, görsel örneklerle kanıtlanmalıdır.
Bu konunun kadere bırakılmaması, yapıların depreme dayanıklı olmasını sağlamak
amacıyla, her türlü olanaktan yararlanılması, ilgililerin zorlanması öğütlenmelidir.
Deprem dayanımı sağlamanın
bedeli çok yüksek değildir!
Her iyi şey gibi, yapıların
depreme dayanıklı olmasını sağlamak için de bir bedel ödenmesi gerektiği
belirtilirken, bunun hiç de yüksek bir bedel olmadığı vurgulanmalı, yapım
maliyetini (cost of construction) küçük bir oranda artıracağı, örneklerle
gösterilmelidir. Bu sorunun bir maliyet artışı konusu olmaktan ötede, bir
teknik bilgi, doğru uygulama, sağlıklı tasarım ve yapım sorunu olduğu belirtilmelidir.
Yapı göçmesinin bedeli
ise çok yüksektir!
Toplam maliyetin yalnızca
yapım maliyetinden (cost of construction) ibaret olmadığı, buna göçme maliyetinin
de (cost of failure) eklenmesi gerektiği anlatılmalıdır. Göçme maliyetinin
ise çok yüksek olduğu, özellikle can kaybı durumunda bunun para ile ölçülemeyecek
nitelikte olduğu vurgulanmalıdır. Göçme maliyetini oluşturan, onarım maliyeti,
enkaz kaldırma ve yeniden yapım maliyeti, eşya zararı maliyeti, kurtarma
ve yaralı bakım maliyeti ve can kaybı gibi faktörler açıklanmalı; böylece,
yapım maliyetindeki küçük bir artışla elde edilebilecek deprem dayanımının,
gerçekte toplam maliyeti önemli ölçüde düşürebileceği anlatılmalıdır.
Mühendislik hizmeti görmüş
yapını inceletip belgeletebilirsin!
Bundan sonraki bölümde sıralanan
öneriler arasında yapı değerlendirme merkezlerinden söz edilmektedir. Bu
tür merkezler oluşturulursa, yurttaşlara mühendislik hizmeti görmüş yapılarının
deprem dayanımı açısından değerlendirilmesi ve belgelenmesi amacıyla bu
merkezlere başvurmaları önerilmelidir. Bu tür bir belgenin yapılarının
değerini artıracağı anımsatılmalıdır.
Mühendislik hizmeti görmüş
yapını depreme karşı sigorta ettirebilirsin!
Depreme karşı yapı sigortasının
önemi anlatılmalı, yurttaşa ödeyeceği sigorta primi karşılığında güvenlik
satın alacağı açıklanmalıdır. Depreme karşı sigorta yapan şirketler, bugün
bu konuyu pek önemsemeden, yalnızca bir risk olarak ele almaktadırlar.
Eğer deprem sigortası yaygınlaşır, bu pazar önem kazanırsa, bu riskler
önemli boyutlara ulaşır ve rekabet kızışırsa, sigorta şirketleri konuyu
ciddi biçimde ele almak, sigortalanacak yapıyı uzmanlara inceletmek ve
güven vermeyen yapıyı sigortalamaktan kaçınmak ya da yüksek prim istemek
durumunda kalacaklardır. Bu tutumun da yeni yapılarda deprem dayanımına
önem verilmesinde önemli bir itici güç olabileceği düşünülmektedir.
Devlet doğal sigorta
değildir!
Devlet, her afet sonrasında
yaraları sarmak adına benimsediği doğal sigorta işlevini yavaş yavaş bırakmalıdır.
Afete uğrayanlara yardım etmek, kuşkusuz insanca ve uygar bir yaklaşımdır
ve kuşkusuz devletin görevleri arasında yer almalıdır, ama yurdumuzun özellikle
bazı bölgelerinde, deprem beklenmeyen bir olay değildir ve nelere yol açabileceğini
kestirmek de güç değildir Eğer göz göre göre, deprem yok sayılıyor, deprem
yönetmeliği gözardı ediliyorsa, özellikle uyarılardan, yol göstermelerden
sonra bile kimse bu konuyu önemsemiyorsa, yardım kavramını, zarar telafisi
kavramına dönüştürmek gereksizdir. Bu anlayış öylesine yaygınlaşmıştır
ki, her deprem sonrasında herkes devletin kendisine yeni bir ev sağlamakla
yükümlü olduğnu düşünmektedir. Varlıklı kişiler bile, dokuz dairesini kiraya
verdikleri on daireli apartmanlarındaki tüm zararın devletçe karşılanması
beklentisi içindedirler. Bu anlayışın yanlışlığı anlatılmalı, değiştirilmesine
uğraşılmalıdır.
Kendi yapacağın yapı
depreme dayanıklı olabilir!
Aşağıda “Öneriler” bölümünde,
yerel danışma bürolarından da söz edilmektedir. Kırsal kesimde, kendi yapısın
yapmak durumunda olan kişiler bu danışma bürolarına başvurmaları öğütlenmeli,
yapılarının depreme dayanıklı olmasını sağlamak için neler yapmaları gerektiğini
oradan öğrenebilecekleri anlatılmalıdır. Bu bürolarda parasız hizmet verildiği
duyurulmalı, yapılacak önerilerin yapı maliyetini fazla yükseltmeyeceği
belirtilmelidir.
Sorumluların peşine düşmeli,
hakkını aramalısın!
Bu ülkede, ağır deprem hasında
sorumluluğu bulunan bir tek kişiden bile hesap sorulduğu görülmemiştir3.
Çünkü, deprem bir afettir ve sorumlusu Tanrıdır; Onu da mahkemeye veremezsiniz.
Oysa, projeyi düzenleyen mühendisten, onaylayan yetkiliden, oturma izni
veren kişiden tutunuz da, bu yetersiz mühendisleri yetiştiren üniversite
öğretim üyelerine kadar pek çok kişinin bu sonuçta katkısı bulunmaktadır.
Eğer yurttaşlar haklarını arama bilincine ulaşır da sorumlulardan esap
sormağa başlarlarsa, ilgililer de konunun önemini kavramağa başlarlar ve
sonuçta, deprem yönetmeliği daha ciddi biçimde uygulanır ve deprem hasarı
giderek azalır. Bu konunun önemi yurttaşlara açıklanmalı, bu yöndeki hakları
anımsatılmalıdır.
Uygulama Önerileri
Televizyon/Radyo
Spotlar- 20-30 saniye uzunluğunda,
çarpıcı uyarılar ve anımsatmalar içeren, sevimli filmler, çizgi filmler,
müzikli konuşlar.
Köşeler- Her hafta belli bir
gün ve belli bir saatte birkaç dakikalık yayınlar.
Tartışma Programları- Konunun
uzmanlarıyla görüşmeler içeren, bazı konularda oldukça ayrıntılı bilgi
aktaran, bazı konuları tartışmaya açan programlar
Eğitim Programları- Çeşitli
eğitim programları arasında TRT 4 kanalında yayınlanacak kurslar
Basın Organları
- Köşeler- Gazete ve dergilerde
belli günlerde yayınlanacak köşe yazıları.
- Özel Ekler- Bazı gazetelerin
düzenli yayınladıkları eklerden birinin tümüyle deprem konusuna ayrılması
ya da bu konuda özel bir ek çıkarılması.
Doküman Dağıtımı
-
- Afişler- Özellikle köy kahvehanelerinde
duvara asılacak afişlerde, kırsal yapıların depreme dayanıklı olması için
gereken bilgiler, olabildiğince görsel ve az yazılı olarak verilmelidir.
-
-Broşürler- Afişlere benzer
bir içerikle, ama görsel bilgi yanısıra biraz daha fazla yazılı bilgi içeren
küçük broşürler düzenlenmeli ve özellikle köy okullarına gönderilmelidir.
-
-Video Filmleri- Yukarıda afiş
ve broşür anlayışına uygun biçimde düzenlenecek sevimli video kasetleri,
oluşturulmalı ve gösterme olanağı bulunan kahvehanelere dağıtılmalıdır.
Yerel Danışma Büroları
-
İlçelerde kaymakama bağlı bir
deprem danışma memuru bulunmalıdır. Bu memur, teknik eğitimli (sanat okulu
çıkışlı vb.) olabileceği gibi, orta okul çıkışlı da olabilir. Yerel malzeme
ile yerel koşullarda depreme dayanıklı ev yapımı konusunda kısa kurslarla
eğitilmesi gereken bu memur, kendisine verilmiş olan dökümanların dağıtımı,
anlamlı kullanımı gibi konularda sorumluluk taşımalı ve evini kendisi yapacak
olan kişilere bu konuda yol göstermeli; dökümanların anlaşılmasına yardımcı
olmalı; gerektiğinde yapı yerine giderek görevini orada sürdürmelidir.
Yapı Değerlendirme
Merkezleri
Önce yalnızca birkaç büyük kenttere
kurulması, giderek diğer kentlere yaygınlaştırılması düşünülen yapı değerlendirme
merkezlerinde, yeterli sayıda ve özel olarak yetiştirilmiş iyi mühendisler
bulunmalıdır. Dileyen kişiler bu merkezlere başvurarak yapılarının
değerlendirilmesini istediklerinde, gerekli isneceleme yapılarak deprem
güvenliği düzeyi belirlenmeli ve yapıya bir sertifika verilmelidir. TSE
belgesini andıran bu sertifika, A, B, C grupları, 1, 2, 3 sınıfları gibi
derecelendirme taşımalı ve incelenen yapının deprem güvenliği düzeyi bu
dereceden anlaşılmalıdır.
Parasal Kaynaklar
ve İşbölümü
Yurttaşların deprem konusunda
eğitimine ilişkin olarak yapılması gerekenler yukarıda sayılan bu işlerin
kimler tarafından ve hangi kaynaklarla gerçekleştirileceği konusu büyük
önem taşımaktadır. Gerekli olan parasal kaynaklar abartılmamalıdır. Her
afetten sonra yaraları sarmak zorunluluğu duyan Devlet, afet bölgesine
büyük kaynaklar aktarmaktadır. Deprem sonrasında bu amaçla kullanılan kaynakların
küçük bir bölümün deprem olmadan önce kullanılmasıyla örneğin yalnızca
Erzincan’a ayrılankaynağın bir bölümüyle, bu yaklaşım doğrultusunda büyük
gelişmeler sağlanabilir. Devletin bu doğrultuda yapacağı harcamalar bir
yatırım niteliğindedir ve deprem sonrası harcamalarla karşılaştırılamayacak
kadar verimli ve anlamlı harcamalardır. Bu nedenle, gerekli ödeneğin büyük
ölçüde devlet bütçesinden gelmesi doğaldır. nunun Sahipleri
B uçalımaların gerçekleştirilmesi,
öncelikle; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü,
Türkiye Deprem Vakfı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun doğal görevleri
arasındadır. Bu kuruluşlara,
TÜBİTAK Deprem Sempozyumun’da
sunulan bildiriden kısaltılmıştır. |