CareyHope/iStock
Hapşırmak, üst solunum yolundaki tahriş edici maddelerden kurtulmak için gerekli bir refleks. Ancak bazı insanlar kütüphanede çalışmak, amfide ders dinlemek, üst düzey yöneticilerle toplantıya katılmak gibi sessiz olmaları gereken durumlarda dikkatleri üzerine çekmemek için bu refleksi durdurmak ya da ertelemek isteyebilir. Bunun için yaygın biçimde kullanılan yöntemlerden biri, bir parmağı burnun altına bastırmak. Yüzümüzdeki sinirleri tanımak, bu davranışın doğru biçimde uygulandığında hapşırığı nasıl durdurabildiğini ya da erteleyebildiğini anlamamıza yardımcı olabilir.
Hapşırık refleksi, burun ve boğazın iç yüzeyini kaplayan zarın alerjen, virüs, bakteri gibi madde ya da mikroorganizmalarca tahriş edilmesiyle tetiklenir. Tahriş sonucunda alın, burun, çene bölgeleri boyunca uzanan ve çok sayıda dallanmaya sahip olan trigeminal sinir uyarılır. Yüzümüzdeki ana sinirlerden biri olan trigeminal sinirin burun bölgesine uzanan bölümüneyse maksiller sinir denir. Bu sinirden beyne yeterli miktarda sinyal iletildiğinde hapşırma refleksi tetiklenir. Hapşırık sırasındaki güçlü ve yüksek basınçlı nefes verme davranışı, tahriş edici etkenleri vücut dışına fırlatır.
Hapşırma refleksinin tetiklenmek üzere olduğu hissedildiğinde üst dudağın hemen üstüne, burun kıvrımının başladığı yere parmakla bastırmak, beyne farklı sinyaller gönderilmesine neden olur. Çünkü maksiller sinir, yüzün bu bölümüne kadar uzanır. Hapşırmayı tetikleyen tahrişten ve uygulanan basınçtan kaynaklanan uyarıların aynı sinir yoluyla beyne iletilmesi, bir sinyal karmaşası oluşturarak hapşırma tepkisini kesintiye uğratabilir. Bu durum, bir elektrik devresinde kısa devre oluşturarak akımın ilerlediği yolun farklılaştırılmasına benzetilebilir.
Hapşırığı başlatma potansiyeli olan sinyalleri engellemek için başvurulan, dili damağa ya da dişlerin arkasına doğru bastırmak, burna dokunmak ve kulak çekmek gibi farklı yöntemler de vardır. Ancak tüm bu yöntemlerin işe yaradığını gösteren bilimsel bir kanıt bulunmuyor. Bu yöntemlerin çalışma mekanizması bir uzvumuzu sert bir yere çarptığımızda acıyı dindirmek için çarpma bölgesini ovalamakla da benzerlik gösterir. İçgüdüsel olarak acıyan bölgeyi ovalamak, acı hissini tetikleyen sinyallerin yanı sıra duyusal sinyaller üreterek beynimizin bu uyaranları değerlendirme sürecini etkiler ve ağrı algısının azaltılmasına yardımcı olur.
Hapşırık refleksini ağzı ve burnu kapatarak engellemeye çalışmaksa uzmanlar tarafından pek de tavsiye edilmeyen bir davranış. Çünkü bu hava çıkışları kapatıldığında solunum yollarında oluşan basınç, normal bir hapşırıkta olanın 5 ila 20 katına çıkar. Bu da vücudun içine yönlendirilen yüksek basıncın bazı organ ya da dokulara zarar vermesine yol açabilir.
Kaynaklar: