Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadına, yeniden programlanmış kök hücre nakli yapıldı ve üç aydan kısa bir süre sonra vücut kendi insülinini üretmeye başladı.
Giroscience/Science Photo Library
Kuramın Mahiyeti Üzerine
Bilim tarihi çalışmaları, bilim insanlarının yeni bir kurama genellikle şüpheyle yaklaştığını ya da en azından "bekleyip görelim" şeklinde temkinli bir tutum sergilediklerini uzun zamandır göstermektedir. Dolayısıyla benzer bir durumun kuantum elektrodinamiğinde de yaşanmış olması şaşırtıcı olmamalıdır. Bununla birlikte kuramı geliştiren ve savunanlar, onu "harika bir açıklama modeli ve temel parçacıklar arasındaki etkileşimlerin gösterilmesinde son derece başarılı" bulurken, önemli katkıları olan bazı bilim insanlarının kuramı yeterince başarılı bulmaması, sıradan bir durumu ciddi bir hâle getirdi. Bu kuşkulu durumu o günkü bilim anlayışıyla gidermek, beklenenden fazla uzamış olsa da günümüzde kuramın lehine veya aleyhine geliştirilmiş yargıların mahiyetini, bilim felsefesinin ve bilim tarihinin sınırlandırma ayraçlarını dikkate alan bir yaklaşımla aydınlatmak ve kurama ilişkin sağlıklı bir değerlendirmeye gitmek zor değildir. Bunun için bilim tarihinde ve felsefesinde kuram seçiminin gerçekleştiği düşünsel süreçte söz konusu olan ölçütleri dikkate alan bir değerlendirmeye gitmek, yol gösterici olacaktır. Bu bağlamda hareket edildiğinde, mevcut kuramın açmaza düşmesiyle başlayan ve yerine yeni bir kuramı yeğleme sürecinde gözetilen ilk husus, yeni kuramın, öncekini açmaza düşüren olgu veya olguların başarılı ve kabul edilebilir bir açıklamasını yapıp yapmadığına bakmaktır.
Daha önce ele aldığımız üzere, parçacık kuramının yerine onunla bütünüyle farklı ilkelere ve kurallara dayandırılan dalga kuramı tercih edildiğinde ondan beklenen ilk başarı, parçacık kuramının açıklayabildiği bütün olguları (doğrusal yayılım, yansıma, kırılma vb.) olduğu kadar, açıklayamadığı olguları da (kırınım ve girişim gibi) başarılı şekilde açıklayabilmesi ve nicel ifadelerini oluşturabilmesiydi. Bunları başardığında dalga kuramı almaşık bir kuram hâline geldi ve bilim insanları bu kuramı kısa sürede benimsedi. Şimdi benzer bir sorgulamayı kuantum elektrodinamiği için de yapabiliriz.
Kuantum elektrodinamiğinden önce ışığın doğru çizgiler boyunca yayılması, farklı yoğunluklu ortamlara girdiğinde yön değiştirmesi, parlak yüzeylerden yansıması, yansıma durumunda geliş ve yansıma açılarının eşit olması, renklere ayrışması, girişim, kara cisim ışıması, madde ve ışık etkileşimi, radyoaktiflik gibi çok sayıda olgu, kısmen veya tamamen açıklanabiliyordu. Öyleyse şimdi kuantum lektrodinamiğinin bu hususları ve ilave olarak parçacıkların enerji seviyeleri, madde ve ışık etkileşimi gibi yeni keşfedilen olguları kendi temel ilkeleri bağlamında bütünüyle açıklayıp açıklayamadığına bakmak yeterli olacaktır.
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.
Yazar Hakkında:
Prof. Dr. Hüseyin Gazi Topdemir [ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı