Michigan Üniversitesinden Matthew Willsey ve ekibi, omurilik yaralanması nedeniyle dört uzvunda da felç olan bir kişinin betnine yerleştirilen beyin-bilgisayar arayüzü sayesinde sanal bir drone'u yalnızca düşünerek kontrol etmesini sağladı.
İznikli Hipparkhos (M.Ö. 190-120)
İnsanın Yıldızlarla İmtihanı
İnsanların gökyüzündeki nesnelerin hareketlerini incelemeye ve gökyüzünün yapısını anlamaya çalışmaya ne zaman başladıklarını kesin olarak söylemek güçtür. Ancak bu güçlük, öngörüde bulunmanın mümkün olmadığı anlamına gelmez.
Elimizdeki verilere göre yaptığımız çıkarımlara dayanarak diyebiliriz ki gökyüzünü inceleme etkinliğinin başlangıcı, yazılı hiçbir kaydın günümüze ulaşmadığı tarih öncesi dönemlere kadar uzamaktadır. Çünkü en eski yazılı kayıtlarda bile kayıtların tutulduğu zaman diliminin öncesine atıfların bulunduğunu görüyoruz. Buradan da gök olaylarının aslında insanların dikkatini, yazılı kaynakların bildirdiklerinden çok daha öncesinde çekmeye başladığını anlayabiliyoruz. Bu noktada şöyle bir soru sorabiliriz: Günümüzden çok uzunaman önce yaşamış insanların dikkatlerini yeryüzünde meydana gelen süreçleri anlamaktan gökyüzüne yönlendirmelerine neden olan şey neydi? Mesela yıldızlı gökyüzünün güzelliği, parlaklığı, renk ve desen çeşitliliği olabilir mi? Gök cisimlerinin hareketlerindeki düzen, meraklarını mı uyandırdı? Diyelim ki bu varsayımların hepsi etkili olsun. O zaman da şu soruyu sormamız gerekmez mi? Yazılı kaynaklarda, efsanelerde veya bunların dışındaki metinlerde yinelendiği üzere, neredeyse sadece hayatta kalmak için mücadele eden insan, gökyüzünde meydana gelen olayları incelemek gibi temel ihtiyaçlarının dışında bir uğraşa nasıl ve neden zaman ayırdı veya böyle davranmasındaki amacı neydi?
Devamını okumak için TÜBİTAK Yayınlar web sitesini ziyaret ederek abone olabilirsiniz.
Yazar: